Blogum Seslendi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blogum Seslendi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2012 Çarşamba

~Blogum Seslendi, Sosyal Bir Proje~






  Omo! Bu tuhaf ses de ne böyle?

  Evveet, yine bendeniz uçuk kaçık insan, evrene kenarından köşesinden bakan ama yerinde duramayıp Kuasarlarda keşfe çıkan, nerede ilginç bir şey var orada olan, çok düşünen az konuşan, bilimkurgu delisi, Whovian olduğu kadar VIP, bir hüzünlü bir neşeli, dünyayı anlamayan kişi... Sessizgemi'den selamlar olsun kavanozdan blogun çakıl taşları..

  Kavanozdan blogu açtığımdan beri, hatta aslında daha öncesinden beri, kitap seslendirmeleri ve hatta blogumdaki yazıların seslendirilmesi gibi, okuma problemi çeken insanlara faydalı olacak şeyler yapmanın yollarını düşünürdüm. Fakat bir şeyler yapmaya cesaret edemezdim..

  Ama artık..

  Yakın zamanda birkaç gönüllü blogger arkadaşımız sayesinde Bloglar Listesi'ne ve Bizim Bloglar Mahalle Muhtarlığı'na kavuştuk. Bu sayfalar sayesinde pek çok blog keşfettik, blogumuz keşfedildi, teknik konularda destek aldık. Bütün bloglar ve bloggerlar tek bir ortamda toplanmış oldu ve toplanmaya devam ediliyor. Mahalleyi de geçti sanki büyük bir blogger şehri kuruldu. Bu projelerde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

  Konumuza dönersek eğer.. Bizim Bloglar Mahallesi okuma yazması olmayan, hasta, yaşlı, okuma tembeli ya da görme engelli kişiler için sosyal bir proje başlattı. Blogum Seslendi Kampanyası.. Etkinlik çok geçmeden yayıldı ve benimsendi. Üstelik faydalı olmak dışında hiçbir amaç gütmüyor. Ayrıca onların da dediği gibi, yolda yürürken, yolculukta, yemek, spor, ev işi vs.. ile uğraşırken arkadaşlarımızın postlarını dinlemek güzel olur..

  Yapmayı isteyip de cesaret edemediğim bir şeydi. Ama şimdi bu sosyal proje sayesinde en azından denemeye karar verdim. Sesim berbat, yaşımla alakası yok çocuk gibi çıkıyor, hiç sevmiyorum. Fakat gerçekten faydalı bir şeyler yapmak istiyorum o nedenle en azından denemeleyim.

  Bu arada ilgili sayfalara buralardan ulaşabilirsiniz:
http://mahallemizinsakinleri.blogspot.com/  -
http://bloglarmahallesi.com/  -
http://etkinlikler.bloglarmahallesi.com/SESlenenbloglar.html  -  http://etkinlikler.bloglarmahallesi.com/seslipostlar.html  -  http://etkinlikler.bloglarmahallesi.com/bbmkampanyalari.html  -

  Bu projeye siz de katılabilir ya da seslendirilen blog postlarını onların arşivinden dinleyebilirsiniz.

  Seslendirmelerim için ayrı bir blog açmayacağım hepsi burada olacak. Bütün yayınlarımı seslendirebileceğimi sanmıyorum ama elimden geleni yapacağım. Umarım faydalı olabilirim..

  Sevgiyle kalın...


  ~Sessizgemi~

4 Temmuz 2012 Çarşamba

~Siyah Beyaz ve Biraz da Parşömen Rengiydi~



Siyah Beyaz Yol



  Yanlış bir şeyler vardı. Yolunda gitmeyen bir şeyler. Bir şey eksik gibiydi, yarım kalan bir şey... Parçalanan ruhundan artakalanlar o ilerledikçe peşinden sürükleniyordu. Camları sonuna kadar açık Mustang'ını sürerken yol hiç bitmeyecek gibi göründü gözüne, sanki tekerler boşa dönüyormuşçasına sonsuzdu.

  Ruhunun neden parça parça olduğunu bilmiyordu. Şu an için tek düşünebildiği gitmekti. Nereye gittiği ise umurunda değildi. Neden gittiğini hatırlamıyor ve teypte çalan müzikten başka bir şeyi de umursamıyordu. 

  Üstü başı düzgündü, yanağında tıraş olurken açtığı küçük bir kesik dışında ters görünen tek şey renklerdi. Dünya, arabasına binip sürmeye başladığından beri siyah beyaz ve biraz da parşömen rengiydi, başka hiç renk yoktu. 

  Yolun ucunda, yaklaşmaktan uzak olan dağların tepelerine yıldırımlar iniyordu. İlerlemeye devam ettikçe gökyüzünü kaplayan bulutlarla buluştu. Bulutların görüntüsü gökyüzünü yeryüzüne yaklaştırmış gibiydi.

  Çok geçmeden siyah beyaz bir yağmur kapladı boş havayı. Hiçbir şeyi hatırlamayıp bilmediği gibi birdenbire arabayı durdurup neden yolun ortasında öylece dikildiğini de anlamıyordu. İlkin beyaz gömleğinde ufak lekelere dönüşen damlalar vakit kaybetmeden sırılsıklam olmasına neden oldu. 

  Yolun ortasında öylece beklerken yüzünden süzülen soğuk yağmur birdenbire bir şeyler anımsattı. Yolunda gitmeyen ve yanlış olan şeyin ne olduğunu hatırladı. Aslında hiç unutmadığını sadece hatırlamak istemediğini anladı. Gitmediğini, kaçtığını fark etti. Gözlerini kapatıp bir an gök gürültüsünü dinledi ve sonra yağmurun renkleri yıkamasını izledi. Peşinden sürüklenen ruhunu parça parça topladı, onlara ihtiyacı vardı yarım bir ruhla yaşayamazdı. 

  Arabasına binip keskin bir dönüşle geldiği yolu takip etti. Renkler geri gelmiş, ruhunun parçalarını birleştirmişti.Şimdi umursadığı bir tek şey vardı: Eksik ve yarım kalan, yolunda gitmeyen ve yanlış olan ne varsa yüz yüze hesaplaşacaktı...


~Sessizgemi~

30 Haziran 2012 Cumartesi

~Reçineler Bulaşıyor Ellerime~


Karanlık, Dipsiz, Derin,

Bir merdivendeyim, tırmanıyorum.
Basamaklar çam ağacından.
Reçineler bulaşıyor ellerime,
Yüreğimde düşme korkusu var.

Dipsiz kuyunun derinlikleri kapkaranlık.
Yukarıda bir ışık titreşiyor.
Fakat ne kadar yakın,
Bana ne kadar uzak?

Tırmanıyorum,
Ellerime kıymıklar batıyor.
Tahtaların çoğunun çivisi çıkmış,
Düşmekten son anda kurtuluyorum.

Reçineler yapışıyor avuçlarıma.
Yorgunluk gözlerime çörekleniyor.
Sessizliğin içinden bir Pers şarkısı süzülüyor.
Çam kokusu sarıyor dört bir yanı.

Ve bir çığlık yırtıyor karanlığı.
Yarasalar dolduruyor boş havayı.
Ellerim kayıyor, düşüyorum,
Bu kabustan uyanamıyorum...

~Sessizgemi~

29 Mayıs 2012 tarihinde yazılmış bir karalamaca...