10 Şubat 2021 Çarşamba

Kelime Oyunu 11

Bu haftanın kelimeleri sevgili Ebemkuşağı'ndan geldi :)

  • Ihlamur, Yolcu, Çocuk, Sayfa, Yağmur
Kitap Şekeri

Ihlamur ağacının gövdesine yaslanmış halde cebinden çıkarttığı gazeteye sarılmış üç beş şekeri saydı çocuk. Bunları elma, nane, çilek ve limon biraz da çam veya erik reçinesi ve başka malzemeler kullanarak evde yapıyorlardı. Eskiden kalma bir tarifti. Tadı pek mükemmel değildi ama ekşi aromanın içinde meyvenin gerçek tadının ortaya çıkışı her defasında ağzını sulandırırdı. Bugün yanında yirmi tane getirmişti. Hepsini gazete kağıdından yaptığı koninin içine koymuştu. Saymayı bitirdikten sonra paketin ağzını tekrar büzüp beklemeye devam etti. Rüzgar tatlı tatlı eserken bin bir çeşit otun ve çiçeğin kokusunu da beraberinde taşıyordu. Sazların ve otların arasından şamatacı böceklerin sesi göklere yükseliyor bunlara bir de kuş sesleri karışıyordu. Sırtını verdiği ağaç aşağıdaki yolu gören ve pek de yüksek olmayan bir tepenin üzerindeydi. Yolun gerisinde de tarlalar uzanıyordu. Sol tarafta uzakta ve biraz daha aşağıda ovanın ardında deniz ince bir çizgi halindeydi. Köy ise arkasında kalmıştı. Havanın bebek mavisi rengine bakınca dün gece yağmur yağdığını kimse söyleyemezdi. Tek kanıtı sazların arasında yer yer birikinti halinde suların kalmış olmasıydı. Karşıdaki tarlanın içinde de su birikintileri altın parçaları gibi parlıyordu.

Yolun sağ tarafından yaklaşmakta olan sırt çantalı ve bisikletli genci görünce doğruldu ve kocaman sırıttı. Sözleştikleri gibi tam zamanında geleceğini biliyordu. Gencin yaklaşmasını bekleyemeden tepeden heyecanla inerken son adımda sıçrayarak yolun ortasına atladı ve dengesini sağlayıp yolcuya doğru koşturdu. Gencin yanında bir tek sırt çantası ve boynuna asılmış bir fotoğraf makinesi ayrıca bir de bazı eşyalarına kolay ulaşmak için irice bir bel çantası vardı. Bisikletinde de yine başka bir çanta bağlanmıştı ve içinde muhtemelen uyku tulumu veya çadır bulunan rulo yapılmış bir şey de üzerinde sabitlenmişti. Çocuğun koşarken düşmesinden korksa da o da heyecanlanmıştı. Birbirlerinin sırtını tıpışlayarak sarılıp selamlaşmanın ardından nasıl olduklarını sordular. "Güneş gibiyim bugün parıldadığımı görmüyor musun?" diye cevapladı çocuk. "Bu sefer nereye gidiyorsun, bir adaya mı yoksa dağların tepesine mi?" diye sormayı da ihmal etmedi. Genç delikanlı bir süredir bu birkaç çanta ve bisikletiyle canı nereye isterse seyahat ederek yaşıyordu. Birkaç aydır da yolunu özellikle buradan geçirerek civar bölgelerde dolaşmıştı. Buradan ilk kez geçişinde ağaçta baygın ve ters sallanırken bulduğu bu ufaklığı kurtarmış ve o da karşılığında ev yapımı şekerlerden vermişti. Bir kuşu kediden kurtardığı sırada elinin altında iyice gerildikten sonra yanlışlıkla serbest bıraktığı bir dal fırlayıp başına çarpınca bayılmış, bu sırada ayağı dala takılı kalmıştı. Onca yükseklikten yere düşmediği için şanslıydı. Genç yolcu şekerlerin karşılığında ona kitap hediye etmişti. Burada bir kitaba ulaşmak son derece zor olduğundan çocuğun hazine bulmuş kadar sevinç ve minnetle dolduğunu görünce onun da içini bir neşe sarmıştı. Sonra ne zaman buradan geçerse şekerler karşılığında ona kitap vermeye devam etmişti.

"Bu kez şu denizin içindeki bir adaya gidiyorum. Ama merak etme seni ziyarete gelmeye devam edeceğim fakat bu sefer biraz uzun sürebilir." diye yanıtladı çocuğun sorusunu. "Yaklaşık iki ay sonra beni yine burada bekler misin?" diye sordu. Çocuk bunu başıyla onayladıktan sonra "Geri geldiğinde bana maceralarını da anlatır mısın?" diye soruyla karşılık verdi. Delikanlı buna söz verirken şekerler karşılığında ona beş kitap verdi. Çocuk güleç yüzündeki neşeyle sayfaları evirip çevirip hızlıca göz atarken bir tanesinin dinozor resimleri ve bilgileriyle dolu olması karşısında sevinç naraları attı. Deli kanlı geri dönünceye kadar bunların çocuğa yeterli olacağını düşünüyordu. Sonra gideceği adadaki aile evinde bulunan devasa kitaplıktan hatırı sayılır birçok kitabı ona getirmenin hayaliyle gülümsedi. Bunu ona henüz söylememişti çünkü onca kitapla geri geldiğinde yüzünün alacağı hali görmek istiyordu. Tekrar sarılıp vedalaştılar ve kitaplara sımsıkı sarılan ufaklık arkadaşı görünmeyene dek onu izledi ve evine dönerken onun yaşayabileceği maceraları hayal etti. Belki büyüdüğünde o da simbad gibi bir denizci olabilecekti.

Son..

:)

Not: Umarım bu kısa hikayeyi sevmişsinizdir. O kadar yorgun ve yarı uyur halde yazdım ki şuan bile bu cümleyi kurmakta zorlanıyorum :) Daha sonra kontrol edeceğim ama insallah acayip mantıksız ve kötü ve imla hatalarıyla dolu olmamıştır. Sizleri de okumaya geleceğim elbette görüşürüüüz :) 

32 yorum:

  1. Çevre unsurların tanımlamaları dikkat çekici ve güzel planlanmış, bu sayede göz önünde sahnenin canlandırılması kolaylaşıyor. Yani hikaye anlatılmamış, yaşatılmış. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arif Kerim Çalışkan, betimleme yapmayı severim yazarken en eğlendiğim kısım bu oluyor beğenmene sevindim teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Kelime oyununa katılan tüm arkadaşların ve sizin yazılarınızı da inanın hayranlıkla okuyorum, hepsi birbirinden başarılı hikayeler, ellerinize sağlık:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SzgnBsl, ben de herkesi heyecanla okuyorum çok teşekkür ederim beğenmene sevindim :)

      Sil
  3. İçinde kitap geçen öykü beğenilmez mi! Güzel olmuş. Kaleminize kuvvet...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Demiral, Çok teşekkür ederim kitaplar candır tabii :)

      Sil
  4. Kitaplara sımsıkı sarılması :)
    Yorgun yorgun çok tatlı yazmışsın emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mavinindenizi, beğenmene çok sevindim çok teşekkür ederim ki :)

      Sil
  5. Çok tatlı. ^^ Çocukların bu denli ufak şeylerden mutlu olduğunu görünce, biz yetişkinlerin bu denli hoşnutsuz tavırlarının şımarıklık olduğunu düşünüyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okurix, ben de yetişkinlerin çoğu hırsı ve mutsuzluğu karşısında şaşkına dönüyorum çocuk olmak çocuk ruhlu kalmak çok güzel bir şey çocukları sevindirmek de çok çok hoş duygular bırakıyor insanda :) beğenmene sevindim çok teşekkür ederim :)

      Sil
  6. Ne güzel bir dostluk olmuş. Bu zamanda kıskanmamak elde değil.
    Içimi ısıttı yazın.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uyuşuk Hayalperest, hep böyle bisikletle dolaşarak yaşamayı hayal ederdim çocukken, bari karakterim bunu yapsın dedim :D beğenmene çok sevindim teşekkür ederiim :)

      Sil
  7. Oldukça keyifli bir hikaye olmuş.gerçekleştireceğime inanmasam da Tüm dünyayı bisiklete yükleyip dolaşmak gibi bir hayalim benim de var 😃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rumeysi, yaa ben de çocukken bunu hayal ederdim kendim yapamayınca bari karakterim yapsın dedim yazarken :)

      Sil
  8. ağaç şekerler kitaplar simbad filan çok tatlı bir çocuk masalı gibi bu yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deepsiii :) eveey biz de çocuğuz zateeen di mii :)

      Sil
    2. heee, voyn, cintaaaa

      Sil
    3. deepsiii allahım yaa komikçii :D cintaa cintaa arassoo :D

      Sil
  9. Hiç de yorgun ve uykulu yazılmış gibi gelmedi bana. Maşallah 🧿🧿🧿😊😊😊Aktı gitti yazı. Tasvirler o kadar güzel, o kadar detaylı ki yaşattın herşeyi. Vakit bulabilirsem ben de bir şeyler karalamak isterim. Ya da bir sonraki seriye yetişirim. Sevgi ve selamlarımla👏👏😊🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldız, kendimi epey zorlamıştım uyanık kalmak için :) çok sevindim böyle düşünmenee çünkü betimleme yapmak ve sanki film izliyormuş hissi vermeye çalışmak benim için önemli yazarken bunlara odaklanıyorum yanii :) yaz tabii okuyacağım mutlakaa :) sevgiler çok çok :)

      Sil
  10. Betimlemeler harika olmuş ,severek okudum gerçekten ,kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. DüşTasarımcısı, teşekkür ederiim beğenmene çok sevindim kii :)

      Sil
  11. Blogunuzu takipteyim aktif bloggerlara ihtiyaç var. Blogumdaki reklama tıklarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yahya Aydoğmuş, teşekkür ederim yıllardır blog yazıyorum ve aktif bir çevremiz var siz de hoş geldiniz.

      Sil
  12. Offff harika! Çok beğendim..Hikayen özlem ve huzur kokuyor,damağımda tarçınlı elma aromalı mistik bi tat bıraktı..O ağacın hışır hışır rakseden dallarını gördüm..Küçük minik eller ve sımsıkı sarılmış kitaplarına..Işıl ışıl kahverengi gözleriyle meydan okuyor...
    Sen, hep yaz be çocuk!
    Hep yaz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kahve Zamanı, çok çok teşekkür ederim beğenmene çok sevindiiim :) yaa ne güzel anlattın ki ne güzel yorum buu ne diyeceğimi bilemedim kocaman gülümsedim valla :)
      çok mutlu ettin benii :)

      Sil
  13. Çok güzeldi çok. Baştan sona tüm yazınızı keyifle okudum. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi Dünyasında, çok teşekkür ederim çok sevindim kii :)

      Sil

Öyle okuyup kaçmak olmaz sevgili okur, fikrini belirt, bir selam et, bir ses ver, çekinme :)

Not: Yorum yaparken lütfen Türkçemizi koruyalım.

^.^