Herkese selamlaar. Bu hafta hikayemi gecikmeli yayınlıyorum. Umarım seversiniz :) Kelimeler çakıltaşım deepsiden geldi:
- Cadı, lezzet, yıldız, bulut, bal.
Yine bir dolunay gecesiydi. Her seferinde kendini bodrum katına zincirleyip durdurmaya çalışmış olsa da işte yine zincirleri kırmış ve kendini karanlık ormana atmıştı. Bulutlar yıldızları yavaşça örtmeye başlamış ve dolunayın büyülü mavi ışığı bir hale yaratmıştı. Yakında o da yok olacaktı. Sık yapraklı devasa ağaçların arasında tümüyle karanlıkta kalacaktı. Elbette bütün bunların farkında bile değildi. Kimi zaman kendine geldiğinde ağaç dalları, dikenler ve keskin kayalıklar yüzünden yara bere içinde olduğunu görürdü. Kimi zaman kuşların, sincapların veya en kötüsü de arıların saldırısına uğramış olurdu. Bu sefer kendine geldiğinde bal dolu bir kuyunun içine düşmüş olduğunu gördü. Karstik kayaların içinde oluşmuş kuyu şeklinde bir oyuğun içine arılar bal için yuva yapmıştı. Kuyunun duvarları tamamen bal petekleriyle kaplanmış içerisi ise beline kadar taze bal dolmuştu. Buraya nasıl düştüğünü anlamaya çalışmadı. Onun yerine arıların nerede olduğunu merak etti.O kadar çok bal yemiş ve o kadar çok bala batmıştı ki arılar onu bulsa sağ çıkamazdı. Duvarlardan tırmanmayı deneyip başarılı olamadı ve tekrar balın içine düştü. Biraz mücadele ettikten sonra bir cadı olduğunu nihayet hatırladı. Sihirle kendini kuyudan yukarıya doğru yükseltirken üzerinden bal akıyordu. Nihayet kuyudan dışarıya çıktığında gördüğü manzara son derece şok ediciydi. Kovanın bütün arıları havada birer boncuk gibi asılı kalmıştı. Onları havada oldukları yere sabitleyen bir büyü yapmış olmalıydı. Büyülerinin süresi genelde değişken oluyordu ve bir türlü ne zaman biteceklerini tahmin edemiyordu. O yüzden buradan bir an önce ayrılmalıydı. O da öyle yaptı. İşte bu Nina'nın bal maceralarından sadece bir tanesiydi.
Son.
Çok sevimli bir öyküydü. Gülümseyerek okudum. Masala benzeyen hoş atmosferi vardı. Balın yanında kaymak da olsa ne güzel olur. :))
YanıtlaSilDuygu, teşekkür ederiim :) bal kaymak ayrılmaz ikilidir tabi kii :)
SilMasal tadında hoş bir çalışma okudum. Ne demek masal tadında! Bal gibi de masal olmuş işte. :)
YanıtlaSilAli Demiral, teşekkür ederim beğenmenize sevindim :)
Silbal cadısı ooo ilginçmiş. dolunayda bal yiyen nina hihi korkunçlu :) anneee zincirli ha, hımmm deli kadın vardı bi türk filminde çatı katında zincirliydi, ayyy türkan toray filmisi, adamın karısı deliydi annee :) bal dolu kuyu muuu heyoooo ne güzel puding dolu kuyu da olsun :)
YanıtlaSilponçik deepsii :D hee hep kurtadamlara mı özel sanıyordun dolunayı cadılar için de önemli bir gece elbettee :D aa hatırladım o filmi ama adını hatırlamadım çok trajikti :) oluuy puding kuyusu yapsın nina büyü ile :)
Silay evet ya insan bala düşse nasıl çıkcak zor valla. honey swamp, bal bataklığı, bataklıkta yaşayan varsa, bal-man, anneee, ooo tabii bal cadısı ya o, çıkcak tabiii :) ne hoş öykü, yazarın elinden bal damlıyordu :) eee arılar boncuk olarak mı kaldılaaar :)
YanıtlaSildeepsii hahah :D honey-man hahah :D bal bataklığı korkunç olurdu herhalde ama yemesi güzel olurdu herhalde her gün bal bataklığından bir kova bal alıp çiçekleri sulasak yapraklarından bal damlayabilirdi bunu nina bir düşünsün o zaman ormana gitmesi de gerekmezdi saçma sapan :D arıların büyüsü bir süre sonra bitti ama o sırada nina çoktan eve dönmüştü :D
Silcadı yıldızlara doğru giderkene, süpürgesiyle, gökteki bulut şekilli balların tadına baktı ve ne kadar lezzetli bir yolculuk oldu bu, dedi :)
YanıtlaSildeepsii ^.^ ooo çok güzel bir son olmuş bu eveeey <3.<3 bak gözlerinden kalp çıkan emoji yaptım hahaah :D
Silİlkay :) hiç düşünmedim başka bölüm ama belki olabilir çok teşekkür ederim mutlu olduum :)
YanıtlaSil