:)

  Çingular, çakıltaşlarım ve canım blog komşularım..

  Güzel bir haberi paylaşmak istiyorum sizlerle. Aslında geç bile kaldım söylemekte. 8-16 Kasım 2014 tarihinde gerçekleşen 33. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'na Kafekültür Yayıncılık ilk kez bu sene katılıyor.. Bu heyecanı sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum :)

  10. Salon 105B nolu standımıza gelip heyecanımızı paylaşın :)

  Etkinlikle ilgili daha fazla bilgiye buradan..
  Ve  yerleşim planına da buradan ulaşabilirsiniz.

 
  Kocaman sevgiler :)

  S..

-_-

  Sonbaharda güneşli bir gün. Deniz başka bir mavi. Gökler başka bir Miyazaki sahnesi sanki. Bu yıl da geride kaldı şimdiden. Şimdiden eskidi mevsimler. Eylülü sevemedim bu kez. Yapraklarla dolu bir yolda yürürken bir ağaç köküne takılıp düşmek belkide kırılıp dökülmek gibiydi. Sarsıcı. Toparlanması uzun süren bir dağınıklık.. Kararlar aldım, sonra vazgeçtim. Geçmişte verdiğim sözler fırladı rüyalarımdan. Sözlerim benliğime dönüşmüştü, kendimle çelişen kararlar alamayacağımı anladım. İnatçıyım ben, iflah olmaz derecede hayallerime bağlıyım. İnanmaya devam edeceğim. İnsan hayalleri kadar yaşar, hayalleri kadar vardır ve hayalleri kadar gerçektir. Bunu nerede duydum gerçekten bilmiyorum herhalde yaygın bir görüş. Belkide ben uydurmuşumdur. Fakat tam bana göre bir söz.  Aslında başka şeylerden bahsedecektim. Her şey karıştı şimdi. Başka bir sayfa açayım ben en iyisi..

S..

♪ ♫ ♫♪ ♪

  Yer çekimi olmasındı...

  Ama biz düşmeyelimdi uzaya...

  Bir de mesela..

  Toprak yerine deniz olmayı..

  Dilerdim tüm kalbimle daima..

La vita ricomincia..

  Alakasız ve mantıksız cümlelerle girişi de yapabildikten sonra belirtmeliyim ki iki gündür ne yazayım diye düşünüp duruyorum blog. Yazmayı unutmak diye de bir şey var evet. Belki bunu daha önce de söylemişimdir. Kendimi tekrar ediyorum bazen sanırım. Sanki bazen hayatın kurgusu başa sarıyor gibi gelir insana ya öyle. Yine uzun süre kayboldum. Evde değildim. Bu yüzden gelen yorumlara da şimdiye kadar cevap veremedim, hepinizden özür dilerim bu konuda. Bir de mimler vardı o kadar uzun bir süre geçti ki yapsam mı yapmasam mı bilemedim şuan, o konuda da üzgünüm, kırılmayın bana olur mu? Ama yeni mimler olursa unutmayın beni de :) Bu yazıyı kısa tutacağım sonra başka şeyler yazarım. Yorumlara tek tek bakacağım ama yarın. Çünkü kız kardeşim yarın yola çıkıyor yaz bitti dersleri başladı ve bu gün film izleyelim istedi. Sakasama no patema'yı izleyeceğiz, tavsiye ederim konusu çok ilginç ve çizimleri de harika. Bir ara tvde bu filmin yapımını izlemiştim çok enteresandı ama ismini not etmediğimden unutmuştum, şimdi yer çekimi falan aklıma gelince araştırıp buldum :)

  Yeniden burada olmak güzel :)

  S..

--

Yürek sızlıyordu..

Öyle bir ah öyle bir iç çekiş..

Yollara dökülmek istiyordu insan..

Gün doğmuyordu yine..

Acı öfkeye karışıyordu.. yine..

Ve yine ruhlar pür olup tutuşuyordu işte..

Nell

Four times around the sun..

Nell'in müzikleri özeldir, klipleri özeldir, sözleri ise bambaşkadır..

Nell dinlerken şarkılarındaki yağmur kokusunu, gün ışığını hissedersiniz; sakinliği başka, isyanı başkadır bu grubun, bunu seviyorum.

:)

S..

Vincent Konağı

  Uzun bir zamandır bu yazıyı yazmak için sabırsızlanıyordum. Ne söyleyeceğimi de pek bilemiyorum açıkçası hala çok heyecanlıyım :) Öncelikle hepinize ama hepinize teşekkür ederim gerçekten.. Sizden cesaret almasaydım böyle bir şey belki de hiç olmazdı.

  Daha önce birkaç kez üstü kapalı bahsetmiştim o yüzden pek sürpriz sayılmaz sanırım ama.. tamam söylüyoruuum...

  İlk kitabım Vincent Konağı çıktııı ^.^

  Anlatamayacağım kadar çok heyecanlıyım, kaçıp saklanmak istiyorum :)

  Bir de en başından beri vensanın ekitap olarak çıkmasını bekliyorduk. Hayal gördüğümü düşünüyorum hala :) Bu bana da sürpriz oldu :)

  Eleştirilerinizi, sorularınızı, yorumlarınızı okuduktan sonra gelip burada benimle paylaşın olur mu, her bir düşünceniz benim için çok değerli..

 :)

http://shop.kafekitap.com/yazar/132/hale-nur_durmus

https://www.idefix.com/kitap/vincent-konagi-hale-nur-durmus/tanim.asp?sid=I8166JT1BK6KRTEP8OLW

http://www.dr.com.tr/Kitap/Vincent-Konagi//Edebiyat/Roman/Turkiye-Roman/urunno=0000000592457

..

  Artık hiç gündemi takip etmiyordum çünkü çok sıkılmıştım çünkü her şey çirkin ve kötüydü ve öyle kalmaya devam ediyordu. Tahammül edemediğim için haberleri izlemiyorum, gazetelere bakmıyorum, şu sıralar televizyonu açmıyorum bile. Az önce güzel güzel açtım blogu bir yazı yazdım sonra da blog okuyayım istedim.. Öğrendiklerim..

  Vicdan diyorum adalet diyorum insanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerindendir..
  Hiçbir suçu olmayan insanlar, insanımsılar tarafından emir büyük yerden diyerek, eziyetler görebiliyor, darp ediliyor, öldürülüyor ülkemde.. Yeter artık..

  Bunlara sebep olanların vicdanı rahat mı diye sormuyorum bile çünkü insan olanın vicdanı olur vicdanı olan da böyle korkunç şeylere sebep olamaz..

 

Bu Bir Gumiho Yazısı

  Uzun zamandır Gumiho'dan bahsetmek istiyordum. Ama bunu nasıl yapacağıma karar veremedim. Uzak doğu kökenli eski bir efsanevi karakter ve türlü kaynaklarda ondan farklı şekillerde bahsediliyor. Gumiho dokuz kuyruklu bir tilki. Çeşitli kaynaklarda onun isterse büyüleyici güzellikte bir kadına veya istediği başka bir forma dönüşebileceğinden bahsediliyor. İnsanüstü bir güce ve ölümsüzlüğe sahip. Başlangıçta Gumiho'nun insanları aldatan ve özellikle kötü insanlar için tehlikeli olan bir yaratık olduğuna inanılırmış. Geceleri mezarlıkta dolaşan ve ölülerin kalplerini alan yarı insan yarı tilki formda olduğu da söylentiler arasında. Derler ki tilki gumiho halini alırsa 1000 yıl yaşayabilirmiş ama bu ölümsüzlükle çelişiyor.. İnsanların kalplerini veya başka bir versiyonda ciğerlerini yiyerek onların enerjisini çalar ve bu şekilde yaşamını sürdürürmüş. Aynı zamanda iyi eğitim almış ve bilge olduğundan da söz edilir..

:)

Sevgili blog,
Yine bir not düşmek istiyorum bugünlere dair.
Bu not burada dursun ve dönüp okuduğumda aynı sevinci olduğu gibi hatırlayayım istiyorum.
Gerçi unutulacak bir şey de değil :)
Harika bir şey (:
Dün aldığım haber, son zamanlarda aldığım en güzel haberdi.
Önce durumu anlamakta geciktim, sonra şaşırdım, sonra çığlık attım :)
Bir süre önce fark ettiğim gibi birçok kişi aynı şeyi dilerse o şey bir gün gerçek oluyor. Bu harika :)


Durumu anlatmak için aklıma ilk şu cümleler gelmişti;

Herkes durmadan aynı şeyi dilemiş,
Ve bir sihir yapılmış,
Deniz ve göğün mavisi mürekkebe dönüşmüş,
Sade ve derin diye harika bir başucu kitabı çıkmış

:)

Hala inanamıyorum durmadan sayfayı tekrar açıp kitabın kapak resmine bakıyorum :) İdefix'e gidip kontrol ediyorum sanki kaybolacakmış birdenbire gibi :)

İşte böyle, hayat güzel sürprizlerle dolu blog :)

S..

Not: İzleyiciler Aracı

  İzleyiciler şeysi yine bozulmuştu, bazı bloglarda da hala bozuk olduğunu görüyorum. Ben düzelttim sanırım tekrar bozulmazsa. Ne yaptığımı anlatayım da belki sizde de işe yarar. Şimdi kumanda panelinden "Ayarlar" kısmına gidiyoruz, "Temel" sekmesinde blog başlığını düzenle diyoruz. Herhangi bir harf veya nokta falan ekleyip kaydediyoruz sonra başlığı düzenle diyip tekrar eski haline getiriyoruz. Düzeliyor :) Ne kadar saçma ama işe yaradı :D Tekrar bozulmazsa, umarım, inşallah.. :) Sizde de işe yarar umarım. Niye böyle şeyler oluyorsa. Çok can sıkıcı..

S..

Fil Fareden Neden Korkar?

  Selam sevgili blog. Bu günlerde seni pek ilgisiz bıraktım bana küsmüş, kızmış, kırılmış olmalısın. Bu durma bir çare bulmalı mı bulmamalı mı bilemedim çünkü şu sıralar pek tembelim. Cnblue parçalarıyla dolu bir yazı yazacağım bir ara. Müzikle uğraşınca açılıyor insan. Ama şimdi şu yazamama durumundan kurtulmak için zor bir mime sığınıyorum. Gerçekten zor bir mim. Ama güzel de. Bu arada tekrar teşekkürler Şeymaaa :)

  1) En sevdiğiniz müzik türü hangisi? Neden? Bu türü kiminle tanıdınız? Ve bu türde son hızla kimleri dinlemeye devam ediyorsunuz?