Herkese 2021'in son BCP yazısından selamlaar derken aslında 2022'de olduğumuzun farkındayım, yine geç kaldım ^^
Bir süredir blogla ilgilenemiyordum. Dedem ve anneannem covid atlattı, dedemin durumu ağırdı neyse ki şimdi iyi fakat beyninde ses merkezi etkilenmiş bu nedenle konuşamıyor ve bunu ona açıklayamıyoruz henüz. Tedavi edilebilir olup olmadığını araştırıyorlar hala. Virüsün öldürücülüğü yanında böyle korkunç etkileri de var. O yüzden dikkat etmeye devam edin. Bu olayların etkisiyle içimden bloğa bakmak gelmiyordu. Şimdi biraz kendime gelmiş durumdayım fakat Ocak ayı sonuna kadar yine aktif olamayacağım zira bilim sınavına hazırlanıyorum. Bana şans dileyin bu kez başarmak istiyorum. Gerçekten bunalmaya başladım çünkü. Ay uzun zaman bir şeyler yazmayınca insanın çenesi de düşüyor. Neyse dediğim gibi Aralık teması ile karşınızdayım umarım seçtiğim diziyi seversiniz :)
Aralık ayı teması zaman yolcuğuğu ve paralel evrenler olarak planlanmıştı. Bu türden elbette bir şeyler okumuştum eskiden ama şimdi kitap incelemesi yapmak istemedim onun yerine eskiden izlediğim ve şimdilerde tekrar izlediğim çok sevdiğim dizilerden birini paylaşmak istedim.
Rooftop Prince
Yönetmen: Shin Yoon Sub
Senarist: Lee Hee Myung
2012 / Güney Kore
Fantastik, Romantik, Dram, Komedi
300 yıl önce veliaht prenses ölü olarak bulunur ve ölümü örtbas edilmeye çalışılır. Eşi Veliaht Prens olayı araştırmak için kendi güvendiği 3 adamı toplayarak bir ekip kurar. Fakat durum ciddileşir ve peşlerine onları engellemek isteyen katiller takılır. Prens Lee Gak ve adamları karanlık bir gecede dolunay gökyüzünde parlarken peşlerindeki ölümden kurtulmaya çalışarak ormanın içinde at sürerlerken bir uçurumla karşı karşıya gelir. Tek çare karşıya atlamaktır. Tam o sırada dolunayın sihri devreye girer ve kendilerini 300 yıl sonra günümüzde bir çatı katı dairede bulurlar.
Bu noktadan sonra dram geri planda kalırken komedi ağırlıklı bir romantizm ön plana çıkar. Kendini bir anda gelecekte bulan dört şaşkın şok içinde kalınca ve her şey onlara yabancı gelince yaşadıkları korku ve sebep oldukları karmaşa ile ortaya çıkan komik durumlar karşısında bir dakika susmadan gülerek izlediğim bir dizi :) Adamlar at arabasından otomobile, meşaleden neon lambalara ve saraydan sıradan halk seviyesine düşmenin şokuna alışmaya çalışırken bir yandan insan üzülüp kıyamıyor bir yandan da gülmeden duramıyor :) İçine düştükleri evin sahibi geçmişte prensin baldızı olan kızın reankarne versiyonu bu arada. Ama kimse bunu başta anlamıyor ve üstelik prensle evlenmesi gereken esas kız oyken bir kazaya kurban gidiyor ve yüzü yandığı için yerine üvey ablası seçiliyor. Geçmişte ve günümüzde birbirine yumak yumak düğümlenen kaderler nasıl çözülecek ve her şey nasıl yoluna girecek merakla izleniyor.
Prensin yanında gelen adamlarının her şeye abartılı tepkiler vermeleri ve hala saraydaymış gibi davranmaya çalışmaları çok komikti ^^ Spoiler vermemek için çok fazla detay söylemek istemiyorum ama ilk gün saraya dönmeye çalışıp kültür malına zarar vermekten nezarete atılmaları, otobüse binerken ayakkabı çıkartmaları, prensle aynı sofraya oturamayız diye ağlamaları, çok kıymetli sırma saçlarının kesilmesi anı, yeni gördükleri her şeye verdikleri tepkiler, televizyonda gördükleri savaşçıyla kavga etmeye çalışıp evi yakmaları, ve hepsinin olaylar karşısında yüzlerinin aldığı haller... neyi anlatayım bilmiyorum o kadar komik ki nolur izleyin yani ^^
Ayrıca bu diziyi izleyen herkesin Omurice yapmayı öğrenesi geliyor pirinçli omlet acayip lezzetli görünüyor :D
Dizi müzikleri de birbirinden güzel ayrıca en sevdiğim de Ali'nin seslendiriği Hurt adlı şarkıdır :)
Aşağıya kısa bir sahne, bir de müzik bırakayım. Umarım izler ve seversiniz diziyi ^^