Acayip mi Acayip Sorular

  Mimler blog kurtarır! Ahahaha :D Hoi Hoi çingumun gönderdiği mimler sahiden de blog kurtardı :) Sıcak havanın ve ölmek üzereymiş gibi iftar saatini beklemenin etkisiyle geçen günler beni tembelleştirmişti. Fakat Mimler sayesinde kendime geldim, dedim ki kavanozdan bloga "Ey bilog, nabzım atıyorsa yaşıyorum, yaşıyorsam yazmam lazım!" ve işte buradayım ^^

  Neyse pek sevgili blog, bu seferki mim çok acayip sorulardan oluşuyormuş cevaplarken epeyce bi zorlanacağız belli o.O Unutmadan, Hoi Hoi çingum teşekkür ederim, beni tembellikten kurtardın ^^ Umarım ben de senin gibi eğlenceli cevaplar verebilirim :)

  Şimdi sözü mime bırakalım;

Çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalandınız ve bunun sonucunda yaklaşık 1 yıllık ömrünüzün kaldığını öğrendiniz. Kalan 1 yılınızda ne yapardınız ?

Hayallerimi gerçekleştirirdim. Bu güne kadar tanıdığım herkesle vedalaşırdım ve sonra yanıma ufak bir sırt çantası alıp görmek istediğim her yere gider, şuan yapmaktan korktuğum her şeyi yapardım. Yamaç paraşütü veya okyanusta dalgıçlık mesela, yükseklik korkum nedeniyle ve boğulma korkum nedeniyle ne denizde ne de balkonda rahat edemeyen biriyim ama öyle bir durumda olsam düşünmem yaparım. G Kore'ye gider orada bir mantıcı veya baklavacı açardım ama menüde bir de Maraş Dondurması olmasını sağlardım.. Bigbang konserine giderdim. YG Entertainment'in kapısına kamp kurar BB'le tanışmadan ölmemek için çabalardım :)

Son zamanlarımda da memleketime dönerdim ama kimseye haber vermezdim, kimseyi benimle birlikte bekletip üzmek istemezdim. Bir çınarın gölgesine oturur yarım kalan sözlerimi kağıda dökerdim. Ve son nefesimi hep o ağacın altında yazarak beklerdim...

Fobileriniz , takıntılarınız var mı ? Varsa neler ?

Takıntılarla ilgili daha önce bir mim yapmıştım okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.. Fobiler ise.. altı veya sekiz bacaklı olan her şey! Tanrım, bir böcek benden beş metre uzakta bile olsa dayanamıyorum.. Küçükken onlardan istediğim gibi kaçabildiğimden korkum falan yoktu. Hatta örümcekleri izlemeyi severdim, o zamandan beri bilime felaket ilgim vardı. Ama artık görmeye bile dayanamıyorum işte.. 
Bir de dediğim gibi çok yüksek yerlerde çevresi kapalı değilse duramıyorum, illa istediğimde tutunabilecek duvarları falan olmalı.. Ve denize gitmeyi ne kadar sevsem de ellerim zemini kavrayamayacak kadar açılamıyorum, boğulmaktan feci korkuyorum...

Bir sabah kalktınız ve dünyada hiç bir insan olmadığını öğrendiniz, ne yapardınız ? 

Bu da fazla fantastik bir soru olmuş. Bilim kurgu kahramanı olsam bile dünyada bir tek benim kalmam saçma olur, bilim kurguda bile en az bir kaç kişi hayatta kalıyor ki bir olay olsun bir anlamı olsun.. Hayır, tek başıma kalmışsam lanetliyimdir herhalde çünkü yalnızlığın da bir haddi hesabı vardır arkadaş.. İki gün eğlenirim, sonra sıkılırım ve dünyadaki herkesin neden ve nasıl kaybolduğunu araştırırım.. Uzaylılar mı kaçırdı onca insanı diye bir bakınırım şöyle.. Uzaylılar kaçırırken ben nerede saklanıyordum ki kalmışım bir başıma? Herkes yeni bulunan bir gezegene taşınmışsa umut var demektir, sınır falan tanımaz NASA'ya gider birkaç bin kitap okuyup yeni nesil uzay mekiğini uçurmayı öğrenir yollara düşerim her halde... Ne bileyim, benden başka bir insan evladı bulmak için ömrümü tüketirim sanırım.. I'm Legend'deki gibi kafayı yememek için çok fazla çabalarım :)

Dünyayı dolaşmak isteseniz hangi ülkeden başlardınız ? Neden ?

İlk olarak kendi ülkemden bir başlarım şimdi kendi ülkemi gezemeden nereye gidiyorum ki.. Sonra G Kore'ye giderim.. Japonya'ya geçerim bir süre, sonra okyanusu aşıp NY'a ulaşırım.. NY'da çok kalmam hemen devam ederim yoluma ama kıtadan ayrılmadan önce Amazon ormanlarına uğrarım.. Afrika'ya giderim ama konaklamadan yolculuk ederek dolaşırım orada.. Mısır'da piramitleri gördükten sonra  Kızıl Deniz'den geçip Hindistan'a uğrarım gezilebilecek nereler var tam bilmiyorum şimdi ama her halde rehbersiz dolaşmazdım canım.. Gezilecek yerleri gezip Hindistan'dan uçakla Rusya'ya geçip Elbruz Dağı'na tırmanırdım.. Orada bir tek o dağa tırmanır sonra yoluma devam ederdim.. Şanghay'a uğrardım sonra oradan deniz yoluyla Jeju adasına gider ve yine G Korey'e geçerdim :)

İtiraf edin prens/prenses e dönüşür diye kaç kurbağa öptünüz ?

O nasıl bir soru öyle öğğk! Vallahi bu mimi kim başlatmış merak etmeye başladım.. Kurbağa Prens masalını bile pek sevmem desem cevap vermiş olur muyum?

En son yaşadığınız küçük düşürücü , unutamadığınız olay ?

Bir şey söylemeden / yapmadan önce kırk kez düşünen biriyim bu nedenle unutamadığım utanç verici bir anım yok,üzgünüm..

Asla yanınızdan ayırmadığınız 3 şey ?

Birincisi çantam ki içinde not defterim, cüzdanım, okuyacak en az bir kitap, her telden kırtasiyenin bulunduğu kalemliğimsi şey, ıslak mendil, peçete, yara bandı, baş ağrısı için yeşil çay v.s. bulunur ve bunların hepsi çantanın içinde olduğu için bir tek şey sayılırlar tamam mı? Anlaştık.. İkinci olarak tabii ki telefonum ve son olarak da Kulaklığından hiç ayrılmayan müzik çalarım diyebiliriz..

Hayatınızın bir kitap/ film olmasını isteseydiniz hangi kitap/film olmasını isterdiniz ?

Hoi Hoi çingumun hiç tanımadığım ikizim olduğunu düşünmeye başladım :D Ben de HP serisi olmasını isterdim :)

Film ya da dizi olarak da yine HP ama alternatif olarak Sherlock veya Doctor Who da olabilir ^^

En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiniz, ne yapardınız ? 

Gezegeni yaşanılabilir mi diye araştırırdım herhalde, hiç böyle bir şey düşünmemiştim.. Baktım bana uygun bir yer değil, deneklerine de insan(!) gibi davranıyorlar, arkadaşlığımızın hatırı varsa beni bırakıp kötü yürekli birini götürmesini isterdim.. Beni dinlemiyor mu ve gerçek yüzü ortaya çıkınca şirret bir canavara mı dönüştü o halde canım pahasına savaşırım onunla.. Onu yakalar ve bu dünyayı terk edip kendi gezegenine cisimlenmezse kendisini derin bilimin ellerine teslim edeceğimi söyleyerek tehdit ederdim.. Sonrası olayların gidişatına kalmış tabii..

Bu arada aklıma geldi Gremlinler'i hatırlayan var mı? Ah, ne çok korkmuştum o filmden ben :D

İsviçreli bilim adamları görünmezlik hapını buldu ve siz bu hapı kullanan ilk kişisiniz. Hapı kullandıktan sonra yapıcağınız ilk şey nedir ?

Aynaya bakarım ahahaa :D

Şimdi dönüp dolaşıp neden hep ben sorunsalına takılıyorum.. Mimi başlatan kişi psikolojik bir deney mi yapıyor yoksa roman yazacak da adam akıllı senaryo mu toparlamaya çalışıyor merak ediyorum. Yine bir roman kurgusuyla düşünürsek, ben İsviçreli bir bilim adamı olup bu görünmezlik hapını icat etmişsem neden gidip de uzak bir ülkenin Sessizgemi kişisinde deneyeyim ki bunu? Ulusal gizlilik içermesi gereken bir buluş sonuçta.. Hatta böyle bir icadın insanlar üzerinde denenmesi için izin alamayabilirim bile, bu durumda gizlice kendi üzerimde denerim ve Sessizgemi kişisinin görünmezlik hapından haberi bile olmamış olur..

Yok ama illa bendeniz deneyecekse bunu.. O zaman.. Yok ya sahiden hiç bir şey gelmiyor aklıma. Gerçekte de sessiz sedasız istemediğinde görünmeyebilen biri olduğum için yapılabilecek ahım şahım bir şey gelmiyor aklıma.. En fazla Hoi Hoi çingum gibi ben de gizlice uçağa binip Kore'ye giderdim ama o X-Ray cihazları görünmez birini bile fark edebilir bence.. Bir de tanıdık tanımadık herkesi korkuturdum haha :D

----

Geldik bir mimin daha sonlarına sevgili kavanozdan blogum.. Mim boyunca yeri geldi ölümcül bir hastalığımızın olduğunu bir yıllık ömrümüzün kaldığını öğrendik. Yeri geldi dünyayı dolaştık.. Sonra bir baktık ömrümüzün kalan süresi bitmeden dünyadaki herkes yok olmuş.. Sonra bir arkadaş bulmuşuz ama o da uzaylı çıkmış ve bizi tehdit etmiş.. Yılmamışız, pes etmemişiz... Bir zamanlar İsviçreli bilim adamlarının icat ettiği bir görünmezlik hapı geçmiş elimize, kullanıp uzaylı arkadaşımızı yakalamışız. Sonra onun uzay aracını kullanıp yeni bir gezegene taşınmışız ve bizi tek başımıza Dünya'da bırakan insanlığa dava açmışız... 


Eğlenceli bir mimdi, ben bunu sıkıldığım zamanlarda açar yine okurum ^^

Şimdi sıra geldi bu çok acayip soruları paslamaya..

Sevgili deeptone, Pabuç ve Kuulumsu.. Bu çok acayip mim için sözü size bırakıyoruz.. :)

~Sessizgemi~