Herkese selamlar arkadaşlar bilgisayarım arızalandığı için yorumları yanıtlayamıyorum veya sizlere yoruma gelemiyorum. Ne kadar denediysem de benim telefonumdan yorum yapma yerleri düzgün çalışmıyor. Oturum açık değilmiş gibi davranıyor yorum kısmında. Ama yazı yazabiliyorum o yüzden hem bu şekilde haber vermek istedim hem de kelime oyunu yazmak istedim. Umarım seversiniz. Arıza düzelince en kısa zamanda tekrar aranızda olacağım.
Bugün telefondan yazdığım için kısa bir şeyler yazmaya çalışacağım. O yüzden tatlı bal cadısı Nina için yeni bir macera yazmaya karar verdim. Ilk bölüm için kelime oyunu 22 yazıma bakabilirsiniz.
- Kelimeler poncik deepsi tarafından verildi: İksir, Yağmur, Orman, Bulut, Çığlık
Nina ormanın derinliklerinde kayalıkta oyulmuş bal dolu bir kuyuya düşeli epey zaman geçmişti. Bu gece bulutların arasından yeniden dolunay yükselecekti. Nina bundan kaçışı olmadığını biliyordu. Her dolunayda olduğu gibi bu gece de kendini kaybedip bal arayışına çıkacaktı. Ortalikta kurtadamlar da dolaşırken bilinçsizce bal arayan bir cadı olmak oldukça korkutucuydu. Her seferinde şansı yaver gidiyordu hatta en son o kuyunun içindeyken arı sürüsünden kurtulmuş olması tam bir mucizeydi. Fakat şansının daha ne kadar yanında olacağını bilemezdi.
Bunun için dolunay geçinceye kadar kendisini uyutacak bir iksir yapmaya karar verdi. Eğer derin uykunun labirentine girerse bal peşinde bilinçsizce koşturmadan geceyi atlatabileceğine inanıyordu. Büyü kitabında bu iksirin korkunç yan etkileri olabileceğinden bahsediliyordu fakat bunların neler olabileceği yazılmamıştı. Nina biraz korksa da yan etkilerin dışarıdaki tehlikelerden daha zararsız olduklarından emindi.
Tarifte hicbir şeyi atlamadan bütün gün iksiri hazırlamak için uğraştı. Kazanın içine sırasıyla çeşit çeşit bal damlaları, polenler, salyangoz sümükleri, zakkum sütü ve daha adını bilmediğimiz on çeşit bitki attı. Her madde eklendiğinde yoğun ve kokulu bir duman yükseliyor ve sıradakini eklemeden önce on dakika kaynatmak gerekiyordu. En sonunda hazır gibi görünen iksiri denizkabuğundan bir şişeye doldurdu. Bu şişeyi soğuyuncaya kadar her gece ay ışığıyla yıkanan bir kuyunun içinde bekletti. Ve en sonunda güneşin son ışıkları da gitmek üzereyken iksir hazır hale gelmişti.
Nina iple sarkıttığı şişeyi kuyudan çekti ve hemen eve dönüp odasına koştu. Iksiri içtiği zaman hemencecik derin bir uykuya dalacaktı. Bu yüzden yatağına oturdu ve bir dikişte bütün şişeyi bitirdi. Kokusu ve tadı iğrençti. Yine de her dolunay yaşadığı korkunç maceraları durdurabilecekse bu tada razıydı. Nina son yudumunu da yuttuktan sonra bir anda gözleri ağırlaştı. Bedeninde ağır bir uyku hakim olmaya başladı. Elleri gevşedi ve şişeyi düşürürken kendisi de yastığına doğru devrilip gitti. Iksir işe yaramıştı ve artık etkisi geçinceye kadar uyku labirentinde dolaşıp duracaktı.
Fakat bir terslik vardi. Nina bir anda gözlerini açtı ve gördüğü şey karşısında büyük bir çığlık koparttı. Ayakta durup çiğlik atarken baktığı şey yatakta baygın yatan kendisiydi. Iksirde bir şeyler ya ters gitmişti ya da bu o bahsedilen yanetkilerden biriydi. O kadar korktu ki bir süre hüngür hüngür ağladı. Ölmüş ve bir hayalete dönüşmüş olduğundan korkuyordu. Iksirin süresi bittiğinde bedenine geri dönebilecek miydi? O kadar çok ağladı ki başına komşu hayaletler de toplandı ve Nina onlardan korkup daha çok ağladı. Gözyaşları dışarıda yağmuru çağırırken hayaletleri ve onu şaşırtan bir sey daha oldu. Yatakta baygın yatan bedeni kendi kendine doğrulup oturmuştu. Nina şimdi ne yapacaktı?
Son
Not: Ah burada kesmek istemezdim tam da odaklanmıştım ama telefondan yazmak inanilmaz sinir bozucu sürekli harfler karışıyor. Yazım yanlışı da yapmış olabilirim affedin. Haftaya Nina bu işten nasıl kurtulacak beraber görürüz söz :)