Son zamanlarda kpss ales yds bermuda üçgeninde kayboluyorum. Sürekli birçok derse çalışıp test çözmem lazım, bunun yanında ruhuma iyi gelen şeyleri de yapabilmek için çok az vakit kalıyor elimde. Ben ders çalışmayı severim, öğrenmeyi severim ama bunun için zaman sınırlaması olması beni endişeli ve stresli bir hale getiriyor. Hepsinin aynı anda olması ise tam bir karmaşa 👻 Bazen de amaan boşver dünyanın sonu değil diyorum. Elimde kalan zamanda dizi film izliyorum zihnimi dinlendirmek ve biraz gülümsemek için iyi oluyor. Geriye kalan zaman kumlarını da uyku ve blog için ayırıyorum. Eskiden bu kadar çok uyuyamazdım ama sanırım yoruldum. Ders çalışırken uyanık kalabilmek için kocaman çay kupalarında türk kahvesi içiyorum. Kahve bağımlısı olmuş olabilirim. Neyse işte öyle, bazen kayboluyorum, blogda olamıyorum sebebini açıklayayım dedim :)
Yıllardır zaman konusuna kafamı taktığım ve zamanı iyi kullanamadığım bir gerçek. Tüm bu sebeplerle yine sohbet yazımı son güne bırakmış oldum. 😏
Bu haftaki sohbet konusunu ben seçmiştim bakalım ne demişim. 😂😇
“İnsanların ruhlarının rengi ve bir formu olduğunu düşünüyor musunuz? Örneğin, gün ışığı gibi veya pembe kiraz çiçeği gibi. Öyleyse sizin ruhunuz nasıl bir forma ve renge sahip olurdu?”
Ben ruhu bir çeşit enerji olarak düşünürüm ve duygularla bağlantılı olmalı. Ruhun enerjisi duyguların gücü ile şekil almalı ve buna göre de rengi değişiyor olmalı. Çünkü bu çok ütopik konuyu mantıksız şekilde mantıklı düşünecek olursak ki - bu cümlede herhangi mantıklı bir şey söyleyip söylemediğimden emin değilim- var olan her şey enerjidir.
Canım Einstein'ın şöyle bir sözü varmış deniyor “Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda artık yapacak bir şey yoktur o gerçeklik size ait olur. Bundan başka bir yol yoktur. Bu felsefe değildir. Bu fiziktir.” Aslında çevremizde gördüğümüz her şeyin rengi biz onları öyle algıladığımız için o şekilde. Işık ve dalga boyutu, hepsi bu, yani enerji. Aslında biz bir karanlığın içindeyiz. Çevremiz aslında gördüğümüz gibi değil. Tamamen zifiri karanlığın içindeyiz. Bir boşlukta gibi. Uzaydayız yani. Ama bir şeyler oluyor ve nesnelerin emmeden geri yansıtabildiği enerji dalgalarını renkler olarak algılıyoruz. Geri yansıtılan dalga boyu da ışık spektrumunda hangi renge denk geliyorsa nesneyi o renkte görüyoruz. Karadelikler neden görünmüyor sanıyorsunuz ayolcum onlar tüm dalga boylarını emiyor geri gelen bir şey olmayınca da renksiz oluyorlar görmüyoruz işte. Bir nesne tüm dalga boylarını emerse renk yansımayacağı için onu siyah görürüz yani aslında siyah bir renk değildir. Atomlar moleküller kimyasallar geri yansıyan ve emilen dalga miktarına etki eden şeyler var. Bu nedenle insanlar mavi olmuyorlar ya da deniz bu nedenle portakal suyu gibi olmuyor. Ne kadar dalganın geri yansıtılması gerektiği kuantum meselesi onu çok açıklayamayacağım zaten uzmanlığım da değil. Ama şunu anladığım kadar söyleyebilirim atomların moleküllerin değişen enerji seviyeleri var ve o sınıra göre dalga boyunu alabilirler gerisi yansımak zorunda filan. Neyse sonuç olarak tüm bunlardan yola çıkıp duygulardan da etkilenen ruhun yapısının ve kabul edebildiği enerji seviyesinin değişken olduğunu ve sonucunda kırmızı bir çilek gibi tek bir renge bağlı kalmadan istediği renge bürünebildiğini düşünüyorum 😎
Şimdi bir de her rengin dalga boyu farklı. Mavi ve mor en düşük dalga boylarında ve kırmızı en yüksek dalga boyundadır. Bu da enerjilerine yansır. Kırmızıyı sıcak hissederiz ve insanlar kırmızının öfke aşk veya tutku rengi olduğunu mavinin soğuk hissedilmesinden dolayı da huzur ve sakinlik veren bir renk olduğunu söylerler. Buna da renk tesiri deniyormuş. Bundan yola çıkarak da duygulardan etkilenince ruhun yine renk değiştireceğini söyleyebiliriz 👻😋
Bu şekilde bir güzel kafamızı karıştırdıktan sonra yani diyorum ki evet ruh bir eneridir ışık bir enerjidir renkler ise elde edilen veriler olduğuna göre ruh renk ve form değiştirebilir ve bunlar da duygularımızla şekil alabilir diye düşünmekteyim. 😄
Benim ruhumun da duygu durumuma göre bazen ay ışığı bazen güneş ışığı gibi olduğunu düşünürüm. İsmim de ayın ve güneşin etrafındaki ışık demek zaten. Bloğumun sağ tarafındaki o resimde gördüğünüz gibi yani. Hareyi görebildiğiniz gecelerde atmosferde bir olay olacak demektir belki bir fırtına. Yani ruhumun böyle bir enerji taşıdığını düşünmeyi severim. İsimlerin gücü olduğunu da düşünürüm. Ama bu ayrı bir konu. Bazen ateş böceği olabilir mesela ruhum bazen kiraz çiçeği bazen bir çakıltaşı olur. Üzüldüğümde yağmur olabilir mesela. Çok üzgün ve aynı zamanda çok öfkeliysem belki fırtına ve şimşeklerle dolu olabilir. Bir de lavanta veya dağlarda yamaçlarda açan minicik mavi çiçeklerden olabilir. Genel olarak renginin lavanta ve mavi ama heyecanlı meraklı ve hareketli olduğumda da talı turuncuya çalan bir sarı veya kırmızı olduğunu düşünüyorum. Tabi çok pastel renkler de olabilir çok coşkuluysa duygularım parlak renkler de olabilir sonuçta bu enerjiyle alakalı bir şey 😃 ha bir de ruhun çevredeki diğer şeylerin enerjisiyle de etkileşimi olduğunu düşünürüm hatta başka insanların ruhları da bizim ruhumuzla etkileşim içinde bence sonuçta her şey enerji yaa 😏
Ne çok konuştum ay yeter ders çalışayım yine gideyim de, görüşürüz bakalım bakalıım :)
S..