Sayfalar

16 Nisan 2021 Cuma

Kelime Oyunu 20

Herkese selamlaar bu pazar günü sınavım var ders aralarımda sizleri ziyarete geliyorum, aranızda daha okuyamadıklarım var ama sınavdan sonra daha aktif olacağım sonunda. Bu arada bu hafta kelime oyununa katılıp biraz stres atmak istedim. Aşırı ders çalışmam gerektiği için bu etkinlikler nefes almamı sağlıyor :) Bu haftanın kelimeleri ponçik çakıltaşım deepsiden geldi işte kelimelerimiz :)

  • Gezgin Kutsal Vampir Mevsim Şifa
  

Suyun soğukluğu aç kurtlar gibi bedeninin her yanını ısırırken nefesini olabildiğince tutmak epey zor oldu. Odağını kaybetmemek ve sakinliğini korumak için sürekli annesinin sözlerini aklında tekrar ediyordu. "Serçeler için mucize yüreklerdedir..." Bugüne kadar pek çok zorlu eğitimden geçmiş pek çok görevi başarıyla yerine getirmişti. Şimdi bir kuyunun altındaki su dolu bu geçitte yitip gitmesi çok trajik olurdu. "Sesimi duy Owen, kardeşim.. bana yol göster!" diye zihninden bir kez daha seslendi. Owen onun doğmamış ikiziydi ve ruhları bağlı kalmıştı. Atalarından ona miras kalan kutsal güçleri henüz tam olarak kontrol edemese de kardeşiyle iletişim kurmak her zaman kolay olmuştu. Tabi ki Owen daima başına buyruk olduğu için onun yardımını kazanmak konusunda sabırlı olmak gerekiyordu. Owen'ın biraz inatçı bir yanı olsa da kardeşinin pek çok kez hayatını kurtarmış ve onu hiç yarı yolda bırakmamıştı. Bu kez onunla iletişim kurmanın uzun sürmesinin nedeni belki de Eoghain'in zihnen yıpranmış olmasıydı. Neyse ki Owen sonunda ona cevap vererek zifiri karanlıkta yolunu bulmasını sağlayacak kadar bir ışık oluşturabilmişti. Minik bir yıldız gibi parlayan büyülü ışık yeraltı kaynağının içinde ilerlerken doğru yönü seçmesine yardım etti. 

Sonunda sudan başını çıkartabildiğinde tapınağın arka bahçesinin sınırını oluşturan şelalenin altındaki bir kovuktaydı. Vakit kaybetmeden kayaları geçip ağaçların arasında saklandı. Suyun içinde az daha boğulacakken bir de neredeyse tüm vücut ısısını kaybetmişti. Sonbahar mevsiminin keskin rüzgarları durumu daha da kötü hale getiriyordu. Kendine gelebilmek için şifa sağlayan birkaç büyülü sözcük mırıldandı ve kalbinden başlayarak tüm bedenini bir sıcaklık kapladı. Hala sırılsıklam olmasına rağmen şimdi daha iyi hissediyordu. Kuyuya kapatıldığı sırada tüm silahları elinden alınmıştı ama bunun önemi yoktu. Büyü güçleri ve Owen'ın yardımıyla çocuğu onların elinden kurtarıp buradan kaçmayı başarabilirlerdi.

Dikkatli şekilde ilerleyip tapınağa yaklaştı ve gizlice içeri girmenin bir yolunu aradı. Böyle yerler söz konusu olduğunda kimsenin göremediği yerlerde bir kaçış yolu mutlaka bulunurdu. Üstelik bu sıradan bir tapınak değildi. Kızıl Müritlerin yetiştirildiği ve büyük toplantılarını yaptığı devasa bir yerdi burası. Kuzeydeki ayrı bina yatakhaneydi. Batıdaki avlulu yapı eğitimlerin görüldüğü yerdi. Ayinlerini ve büyük toplantılarını da tapınak binasında yürütüyorlardı. Son zamanlarda saraydan bile üstün bir konuma geldikleri için eskisinden daha tehlikeliydiler. Üstelik yaptıkları hiçbir şey için hesap vermiyor olmaları giderek kontrolden çıkmalarına sebep oluyor, halk üzerinde kurdukları baskı ve korku imparatorluğu korkunç boyutlara ulaşıyordu. Hoşlarına gitmeyen durumlarda insanları suçlayacak herhangi bir şey buluyor, onları zindanlarına kapatıyor veya avlıyorlardı. En trajik olanı ellerini kana bulamadan yaptıklarıydı. Halkı birbirine düşürüp uzaktan izliyor ve kurban seçtiklerinin katledilişi karşısında karanlıklar içinde sırıtıyorlardı.

Elbette onların oyunlarına karşı duranlar, insanları korumaya çalışanlar da vardı. İnsanların Serçeler adını verdikleri bu grubun en güçlüsü Eoghain'in atalarıydı ve onların izinden gidip gölgelerin arasında dolaşarak insanları korumaya çalışmaya devam ediyordu. Elbette bu yolda gizlilik esastı. Aksi takdirde onların eline düşer ve kafese kapatılırlardı. Eoghain'i o kuyuya kapattıklarında kimliği açığa çıkmıştı. Silahlarını görmelerinden sonra çocuğu korumaya çalışan sıradan bir insan olduğuna onları ikna edemezdi. Artık tek seçeneği çocuğu onlardan aldıktan sonra bir süreliğine kent dışına çıkarak saklanmak olacaktı. Birkaç yıl uzakta saklanmak görevlerden uzak durmasına neden olsa da ellerine geçmesi kadar tehlike yaratmayacaktı. Çünkü bir kez üzerinde işkenceye başlar ve büyü kullanırlarsa iradesi sevdiklerini korumaya yetmeyebilirdi. Bildiği tüm gizli yerleri, görevdeki tüm arkadaşlarını, ustalarını, gizli mekanlarını zihninden söküp alabilirlerdi.

Sonunda tapınağın ardındaki kayalıklarda gizli bir geçit buldu. Sıradan gezginlerin etrafta dolaşırken fark etmeyeceği kadar ufak ve göze çarpmayan bir girişi vardı. Ama eğitimli bir Serçe'den kaçabilecek bir şey değildi. Tünele girip yeniden Owen'i çağırdı ve bir ışık yakmasını istedi. Sabah olmadan bu yerden ayrılabileceklerini umuyordu. Tünel çok geçmeden daha düzgün yapılı bir koridora çıktı. Etrafta birilerinin olmadığından emin olunca koridorda ilerlemeye başladı. Tam olarak hangi yöne gitmesi gerektiğinden emin değildi fakat Owen'a güveniyordu. Kardeşi daima doğru yolu bulurdu. Etrafın tenha olması pek hayra alamet değildi fakat bu sayede pek çok koridordan hızla geçip gittiler. En sonunda toplantı salonunun gerisinde bulunan apsisin üzerindeki küçük bir balkona ulaştı. Aşağıda iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık toplanmıştı. Apsisin önünde bir altar kurulmuştu. Zavallı çocuk da onun önüne getirilmiş ve iki kolundan ipler gerilerek ardındaki heykele bağlanmıştı. Çocuğun ve heykelin etrafında da mumlar dairesel biçimde birkaç sıra halinde dizilmişti. Çocuğu tapındıkları vampir için bir çeşit adak olarak belirlemişlerdi. O kadar kalabalıktı ki tek başına nasıl müdahale edeceğini bilemiyordu. Bıçakları yanında olsa işler daha kolay olurdu. Ama içindeki inançtan aldığı kuvvet sayesinde harekete geçmekten onu alı koyacak hiçbir şey yoktu. Ve işte böylece Serçe yine gölgeler arasından süzülerek geceyi kızıla boyadı. 

Not: Kelime Oyunu 6 yazımda ilk kısmını yazdığım hikayeye devam ettim ve bu kez kahramana bir isim de buldum. Dikkat ederseniz Owen ve Eoghain isimleri aynı kökten geliyor ve aynı ismin yıllar içinde Eugenes, Ewen Eogan biçimlerini de aldığını görebilirsiniz. İkizlere vermek için uygun bir kelime oyunu olduğunu düşündüm bu ismi seçerken :) Umarım hikayenin gidişatını sevmişsinizdir :)

11 yorum:

  1. Kaleminize sağlık. Sınav için şimdiden başarılar:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SzgnBsl, çok teşekkür ederim güzel dilekleriniz için :)

      Sil
  2. Önceki bölümü de okudum. Öyküdeki atmosferi, karakterleri sevdim. İsimler de öyküye uymuş. Betimlemeler ve konunun işlenişi güzel. Fantastik öyküleri severim zaten. Devamını merakla bekliyorum. Kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu, ne güzel değerlendirmişsin çok sevindim beğendiğin içiin :) isimler konusunda çok kafa yorarım hikayelerimde hepsinin bir manası olsun diye çoğunlukla kendim uydururum ama bazen de böyle minik oyunlar yaparım beğenmene sevindim :) ben de senin hikayenin devamını merak ediyoruum ^^ teşekkür ederiim :)

      Sil
  3. Öykü sonunda kalakaldım.. bitmedi sanırım devamı gelecek değil mi? :)) eline sağlık. İsimler çok iyiydi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Momentos, öykünün sonunda ben de öyle kaldım yaa yazının çok uzadığını fark edince bir anda sahneyi kestim :D devamı olabilir tabi düşünmedim şuan ama yazabilirim :) teşekkür ederiim ^.^

      Sil
  4. Okurken hatırladım o öyküyü de. Doğru tahmin etmişim.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uyuşuk Hayalperest, eveet çocuğu kurtardı bence demiştin doğru bildiin :)

      Sil
  5. ooooo bo be continued öykülerindeeenn. demekkisi sonrası da gelecek. burda ayin oldu en sonda herhalde, kurban ediyorlardı, amaaa kızıla boyadı, yani hepsini kılıçtan geçirdi o zaman oleeey :) apsis ne ki ayolcum :) apsisten geçti serçeeee, şarkı gibi :) hımm bunlar o zaman tapınak serçeleriii anladııım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oooo deepbond :D Eveey devamı da gelebilir gibi :) hıhım kötü bir vampir varmış bu tapınakçı insanlar ona ayin yapıyormuş ama bizim serçe adam çocuğu kurtardı galiba hıhım kızıla boyadı geceyi :D
      Apsis mimari bir öge tapınaklarda, bazilika ve kiliselerde hazinenin saklandığı ve sunak odasını kapsayan çoğunlukla yarım daire biçimli olan ama altıgen olanları da bulunan bir bölüm. Tepesi yarım kubbe biçiminde olur. Roma döneminde apsislerin bir ucunda genellikle imparator heykeli bulunurdu. Apsis bölümünde zemin diğer alanlardan bir podyumla yükseltilmiş olabilir. Laterano Bazilikası örnek verilebilir. Aziz Petrus Bazilikası da görülmeye değer bir yer bu arada :) Ayrıca benzer ve küçük bir yapı olarak camilerde mihraplar apsis sayılabilir :)
      Tapınak serçesii oo eveey :D

      Sil
  6. İlkay, baya uzun zaman geçmişti üzerinden o bölümün unutman normal tabisi :) beğenmene çok sevindim kii teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil

Öyle okuyup kaçmak olmaz sevgili okur, fikrini belirt, bir selam et, bir ses ver, çekinme :)

Not: Yorum yaparken lütfen Türkçemizi koruyalım.

^.^