Sayfalar

3 Mayıs 2021 Pazartesi

Ağaç Ev Sohbetleri 89

Herkese Ağaç Ev Sohbetlerinin 89. bölümünden selamlaar :) Güneşli bir Antalya gününde tam-buçuk kapanma içerisinde pencerelerden tatlı hanımeli kokuları girerken ve manzarayı erguvanlar sarmışken kendimizi sahilde hayal ederek sohbete başlayabiliriz arkadaşlar. Bugünkü oturumu ben devraldım izninizle konumuzu ilan ediyorum hazırsanız sanıklar ayağa kalksın :) Niyeyse bu aralar çirkin espriler yapıyorum takılmayın siz bana :D

Hatırlarsanız geçenlerde size önerdiğim bir konu vardı. Buzulların erimesinin hiç akla gelmeyecek başka sorunlara da yol açabileceğinden bahsetmiştim. Buzullar biliyorsunuz ki korkunç bir hızla eriyor ve içlerinde saklanmış olan pek çok "şey" açığa çıkıyor. Bu şeylere artık günümüzde var olmayan bakteri ve virüsler de dahil elbette. Tarihte yok olmuş korkunç bir virüsün ki belki de dinozorlar döneminden bile olabilir yeniden ortaya çıkabileceği anlamına gelen bu durum sizce de ilginç değil mi? Bu konuyu 2016 Sibirya Yamal Yarımadası'nda buzulda bulunan bir geyik cesedinden sonra şarbon vakalarının görülmesi ile ilgili metinleri incelerseniz daha iyi anlayabilirsiniz. Üstelik Alaska'da da İspanyol gribi kalıntıları bulunmuş durumda. Ve daha pek çok ilginç örnek var. Bu tarz araştırmalar arkeolojiyle de bağlantılı olduğu için ilgimi çekiyor hep. Eğer arkeolog olmasaydım virolog veya mikrobiyolog olmak isterdim sanırım.

Sorumuz şu: Buzullarda saklı hastalıkların, virüslerin, bakterilerin ve benzeri mikroorganizmaların türümüzün (Homo sapiens sapiens) karşılaştıklarından bile çok öncesinde var olan türlerinin yeniden açığa çıkma olasılığı karşısında neler düşünüyorsunuz? Bu konuda daha önce araştırma yapmış mıydınız veya bir yerlerden duymuş muydunuz? Sibirya Yamal Yarımadası örneğindeki gibi duyduğunuz bir haber varsa konuyla beraber bizimle de paylaşabilirsiniz. Örneğin New Mexico'daki bir mağarada 300 metre kadar derinlerde 4 milyon yıldır gün yüzü görmemiş bakteriler (Paenibacillus) bulunmuş.

Tarih boyunca pek çok hastalık, virüs ve bakteri ile temas halindeyiz ve bu kaçınılmaz bir şey. Hatta bazıları faydalı bile ama faydalı olanları zararlıların yanında samanlıkta iğne ucu kadar bile etmeyebilir. Türümüzden çok daha öncesinde yok olduğu düşünülen bazı virüslerin vs buzullarda saklı kalmış olabileceğine dair düşünceler zaten mevcuttu. Yapılan bazı araştırmalar ve bazı bulaş olayları sayesinde bu teorinin gerçekliği kanıtlanmış oldu. Artık buzullarda bu tür şeylerin barınabildiğini biliyoruz. Bilmediğimiz şey ise bunların neler olduğu. 

Alexander Fleming penisilini bulduğundan beri gerekli gereksiz kullanımından çıkan sonuç bakterilerin penisilini öğrendiği ve buna karşı kendilerini uyarladıkları oldu. Evet bakterilerin beyni olmasa da bir şekilde çalışan minik makineler gibi oldukları için daima hayatta kalmayı öğreniyorlar. Bu sayede yaptığımız her ilacı öğrenerek türlerine aktarıyor ve evrimleşiyorlar. Virüsler de benzer şekilde hayatta kalmayı öğrenerek yaşarlar ve her yıl yeni bir grip aşısı üretilmesinin sebebi de budur. Her yıl grip aşısının içeriği yenilenir. Çünkü virüsler değişir. İşin tuhafı ve beni meraklandıran bir diğer şey şu ki penisilinin icadından önce buzullara gömülmüş bir takım bakterinin 18 farklı antibiyotiğe direnç gösterdiği tespit edilmiş. Antibiyotikle karşılamamış olan bu bakterilerin buna dirençli olması bakterilerin direncinin milyarlarca yıl öncesine dayandığını gösterir ve bu gerçekten ilginç. 

Şunu da not düşmek gerekir belki bu bilgilerden sonra. Buzullara giden insanların veya Everest gibi dağlara tırmanan insanların belki de bir salgın hastalığı taşıyıp taşımadığı konusunda dikkatli olmak gereklidir. Düşünsenize Covid-19 Everest'e bir dağcı tarafından taşınsa ve virüs orada donup saklansa yıllar sonra eriyen bir buz tabakasıyla şehre yeniden inse.. Olabilir yani bunlar düşünülmeli bence. Ki şuan yaptığım google aramasında tedbir için geç kalındığını gördüm, virüs çoktan dağa ulaşmış, turizm sağ olsun.

Elbette Dna'sı hasar gören virüs, bakteri ve mantarların canlanması mümkün değil ama hasar görmeden kurtulma ihtimalleri çok yüksek. Ve bilim insanları yüz bin yıllık bakterileri bile canlandırmayı başarmışlar. Bu durumda panik yaratmanın alemi yok elbette. Fakat bu ihtimalleri göz önünde bulundurarak bu tür araştırmalar desteklenmeli, çeşitli aşılar geliştirilmeli ve stoklarda bulundurulmalı diye düşünmekteyim. Ayrıca bu tür konuları araştırıp bilgi sahibi olmanın hepimizin faydasına olduğuna inanmaktayım. 

Umarım bu haftanın konusunu beğenirsiniz. Bu konularda sizin fikirlerinizi merakla bekliyorum. Sizce sonunda zombi virüsü de ortaya çıkıp gerçek olur mu ne dersiniz ^.^

20 yorum:

  1. Bilgilendirici bir yazı olmuş. Gerçekten de her şey açığa çıkabilir ve türlü felaketlerle karşılaşabiliriz. İnsanlara da pek güvenmediğim için nüfusun yok olmasının bazılarının işine geldiğini de düşünüyorum. Yani her şey kullanılabilir maalesef bunun için. Çözüm var mı bilmiyorum. :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu, şeyi izledin mi Snowpiercer filmini, orada da nüfusu azaltma politikalarıyla ilgili değişik bir şeyler oluyordu film çok ilginçti ve dünyevi bazı meseleleri farklı yoldan aktarıyordu :) sanırım daha bilinçli ve dikkatli olmak lazım işte çözümü bütün toplumun ve dünyanın davranışlarının iyileştirilmesi ve bilim odaklı olması olabilir gibi

      Sil
    2. İzlemedim o filmi, bir göz atayım. :) Bilim odaklı olmanın pek bir şey değiştireceğini sanmıyorum. Gizli kapaklı işler her şekilde devam edecektir. 🤔

      Sil
    3. Duygu, biraz fena sahneler var böcekli filan ama o kısımları atlarsın konu olarak çok ilginç :) o konuda da haklısın ama yine de iyi şeyler olacağına inanalım ya :)

      Sil
  2. Çok derin ve fazlasıyla bilimsel bir konu.Konu hakkında bilgi ile donanımlı olmak icap eder.

    Şunu söyleyebilirim ama sanırım:) korona için buzulların erimesi ve uykuda olan bir virüsün uyanması gerekmedi.Yani dünyanın canına okunması için tüm alternatifleri insanlar verdikleri tahribatlar ile yeterince sağlıyor.Deneyimledigimiz bu hal ve insanlığın verdigi tepkiler de ortada.Hal bu olunca ha hortlayan virüs ha hortlamayan virüs. :) al birini vur ötekine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakti Dem, eveet haklısın kii insanlar virüse bile gerek kalmadan her şeyi yok etme ve mahvetme potansiyeline sahipler zaten :) işte biraz bilime ve mantığa önem verilse dünyalılar olarak belki biraz daha iyi bir durumda olabiliriz ki gelecekte bunu başarırız diye umuyorum :D

      Sil
  3. Bu hafta Ağaç Ev Sohbetlerinin en bilimsel konularından birini tartışacağız. Mikrop insan yaşamına yön veren etkenlerin en önemlisidir. Buzulların erimesi sonucunda yeni bakteri ve virüslerin çıkması ihtimal dahilinde bence de. Ancak hastalık yapan mikropların çoğu çevreye ve yaban hayata müdahalemiz sonucu ortaya çıkmakta. Herşey bir tarafa insana en fazla zararı olacak mikropların insan eliyle üretileceğini düşünüyorum. Covid-19'un da yapay olarak insanlar tarafından üretildiği bazı bilim adamlarınca ileri sürülmekte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaystros Tyrha, eveet haklısın insan müdahalesi en zarar verici şeylere sebep olabiliyor bu yüzden bilimin de dikkatli yapılması gereklidir. Covid19 konusunda çeşitli teoriler var ben de yapay olarak üretilmiş olabileceğini, en azından bir araştırma nedeniyle yanlışlıkla da olsa şu felaket filmlerindeki gibi laboratuvardan sızmış olabileceğini düşünüyorum ama bir yandan da Corona tipi virüslerin tarihte başka evrimleri de söz konusu yani bu virüs zaten kendini hep geliştirmiş ve türler arasında dolaşmaya adapte edebilmiş kendini. belki de doğal bir gelişimiydi yani. Corona tipi virüsler bazı hayvan türlerinde zaten mevcut ama insanlara geçemiyordu. Bunu öğrenmiş olması ihtimali var yani. ki şuanda da birçok varyantının ortaya çıkması da hızlı bir biçimde insanlara uyum sağlamaya çalışmasından kaynaklanıyor gibi. yani yeni konağını öldürmeden onunla yaşayabilmek için yine güncellemeler yapıyor kendine :)

      Sil
  4. Bizler evlere kapandık; bütün çarşılar, pazarlar, sokaklar virüslerin oldu. bundan sonra da virüs ve bakterilerin hayatımızdan çıkacağına inanmıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başyazıcı, biraz daha uzun sürecek gibi bu süreç ama tarihte de büyük salgınlar görülmüş uzun sürenleri de olmuş ama sonuçta bitmiş. bu da biter ama önemli olan insanların bu konuda dikkatli ve uyumlu davranması diye düşünüyorum

      Sil
  5. çok güzel bir konu ve hoş bir yazı olmuş tebrik ederim :)

    YanıtlaSil
  6. Ay yemin ederim ne çıkacaksa çıksın da bitsin ya valla bana fenalık geldi..
    İklim değişikliğini kendi ellerimizle becerdik, o da gelsin bizi minicik bir bakteriyle bitirsin, hak etmedik mi allahaşkına söyleyin yahu!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece C :) sakin olmak lazım bunlar sadece teoriler ve geleceğimiz için bilgi sahibi olmamız gereken şeyler :) tabi ki insanlar olarak doğayı mahvettiğimiz için çok büyük suçumuz var ne yazık ki. biraz daha tedbirli ve sakin olursak atlatacağız bu günleri. aslında çoktan kontrol altına alınırdı bu salgın ama işte yeterince destek ve tedbir sağlanmadığı gibi keyfi şekilde davrananlara da laf anlatamadık ki

      Sil
  7. bana ordan birbuçuk kıymalı yumurtalı tam kapanma versene ustaaaa :) hanımeli ve erguvan mı oh ne güzel, bizim buralar duvar ve apartıman kokuyoooo :) dondurmalar erimesin tabiii hep ayağıma tişortuma döküyom o zaman yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deepsii :D kıymalı yumurta sabah kahvaltısında yapsana çok güzel oluyo :D senin ruhun antalyalı aslında da haberin yok hahah :D ayy erimesin tabi yemesi zor oluy öyle :D

      Sil
  8. şey, anneee, the thing, korkunçlu, ne olduğu belli olmayan şey, yaratık gibi, virüs gibi, şekilsiz, sıvı, akışkan, anneeeee :) buzul virüsü, eriyince buz virüs oluyor yaniii suyun kendisi virüsmüş, canlıymış, annee :) heey alexander kirk, penisilini bulduysa, alexander kirk de kendisi için bir gen buldu nabeer :) anneee ağrı dağı virüsü varsa yandık, amaniiin, toros virüsü, andırın dırın dırın virüsü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deepsii :) hıhım hepimiz bir stephan king kitabına düştük :D adam bile eğlenmişti bu durumla şimdi ne dediğini hatırlayamadım ama :D allahım su canavarı virüsü hıhım godzilla veya lochness monster gibi bi şey :D hee ama yanlış gen bulmuş boşuna uğraştı adam yazık :D andırın virüsünü tirşikle yok ederiz biz endişelenme o konuda :D

      Sil
  9. İlkay, eğlencesine yazsan da olur ya o kadar araştırma yapmana gerek yok içinden geleni yaz işte :) teşekkür ederim ben de yazanları merakla okuyacağım :)

    YanıtlaSil
  10. İlkay, olsun başlayınca gerisi gelir ki :D

    YanıtlaSil

Öyle okuyup kaçmak olmaz sevgili okur, fikrini belirt, bir selam et, bir ses ver, çekinme :)

Not: Yorum yaparken lütfen Türkçemizi koruyalım.

^.^