Sayfalar

11 Kasım 2018 Pazar

Labirent


  Garip bir labirentin içindeyim. Ne bir adım öncesini anımsıyorum ne de bir sonraki köşede ne olduğuna dair bir fikrim var. Başımı kaldırıp göğe baksam köpüren siyah bulutlara dalıp çıkan serseri tipli karanlık kuzgunlar çevremden daha iç açıcı bir manzara sunmuyor. Oysa kızıla mora çalan biraz da lacivert bir akşam sefası görmeyi beklerdim. Sonra bir de martı sesleri olmalıydı. Güzel kokular duymalıydım. Güzel kokuları severim. Güzel kokuları kim sevmez? Limon, lavanta ve adını bilmediğim bir çiçek kokusu daha... Bir de gece göğüne veya sabah güneşine benzer bir ses hafiften şarkı söylese ruhumun çocuk yanları yine neşeyle kıpırdanırdı...

  Oysa kuzgunların tepemde dans ettiği fırtına sesleriyle dolu bir yaprak ormanında yolumu daha ne kadar kaybedeceğimi bilmeden dolaşıp duruyorum. Tenim buz kesmiş soğuktan üşürken nefesim kesiliyor, ardımda bıraktığım her köşe peşimden gelen yaratıkların her an üzerime atılacağı korkunç tuzaklar gibiyken geri dönmeye korkuyorum.

  Kafamın içinde kelebekler benim kadar telaşlı dans ediyor aklımdan geriye kalanları da etrafa saçıp dağıtıyorlar. Korkuyla titreyen ellerim hızla ilerlerken düşmemek için bir yerlere tutunmama izin vermiyor. Tökezliyorum. Düşüyorum. Dizlerim kanıyor. Sonra yine devam ediyorum. Yaratıklar duymasın diye korku çığlıklarımı ustalıkla yutarken çırpınan yüreğimin patırtısını bulutlarla kavga eden kuşlar bile işitiyor.

  Labirentten çıkamıyorum. Ne kadar devam etsem de bu yolun bir sonu hiç yokmuş gibi geliyor. Yorgunluk tüm canavarlardan daha tehlikeli. Daha fazla adım atamıyorum. Zehirli olduğunu hissetsem de güzel kırmızı çiçeklerin açtığı bir duvarın önünde yere çöküyorum. Biraz dinlensem, biraz gözlerimi kapatsam her sey düzelirdi belki. Gözlerimi açık tutamıyorum. Serseri kuzgunlar bulutlarla yarışıyor. Sarmaşıklar bedenimi sararken kıpırdayamıyorum. Gözlerim kapanırken lacivert bir akşam sefası hayal ediyorum. Birisi cayına iki şeker atıp karıştırıyor. Taze simit ve peynir kokuyor her yer. Yüzümde güneş sıcaklığı... Ruhumun çocuk yanları neşeyle dans ederken uykuya mı dalıyorum uyanıyor muyum anlamıyorum...

Son.
Not: Bu bir rüya yazısı :)
S..

12 yorum:

  1. Bilinçaltının rüyalara yansıması bu olsa gerek. Sonuna gelene kadar rüya olduğunu anlamamış olsam da ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ebemkuşağı,
      rüyaları hikayeleştirip yazmayı seviyorum bu durum ilgimi çektiği için çok fazla ruya görürüm detayları hatırlarım ama ruya yorumundan hiç anlamam :)

      Sil
  2. Kusura bakma ama rüya korkutucu ama anlatım çok güzel olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uyuşuk Hayalperest,
      yaa görürken ben de nasıl korktum anlatılmaz yani :D teşekkür ederiim :)

      Sil
  3. keşke kaçtığımı zkorkuların sonu bu güzel kurgu gibi bitse...elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat Yazaz,
      korkular hiç bitmez önemli olan onlarla savaşıp yola devam edip etmememizdir. bazen korkularımızla yan yana ilerlemek zorunda bile kalabiliriz. hayal kurabilmek insana verilmiş en güzel şeylerden biri böylece hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için devam edebiliyoruz işte :) bu ruyanın sonu iyi mi kötü mü ben bilmiyorum nasıl hayal edilirse öyle sanırım :) teşekkür ederim :)

      Sil
  4. Rüyadan çaya... süper... :)
    Ben de beklerim bloguma, sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafa Dergi teşekkür ederim gelirim tabisi sevgiler :)

      Sil
  5. Bilim kurgu misali rüya. Ben ise basit bir rüyayi bile göremiyorum ertesi güne anlatacak. Film olacak rüya da istemiyorum, sadece ben de göreyim ya da unutmayayim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyaz Yakalı,
      Görüyorsunuzdur da hatırlamıyorsunuzdur muhtemelen :)

      Sil
  6. zehirli çiçekli kuzgunlu labirent anneeeee uyan uyan hadiiii hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. pingu çinguu deepsii :D anneee ne korkunç di mii :D

      Sil

Öyle okuyup kaçmak olmaz sevgili okur, fikrini belirt, bir selam et, bir ses ver, çekinme :)

Not: Yorum yaparken lütfen Türkçemizi koruyalım.

^.^