Sayfalar

11 Ağustos 2017 Cuma

Filler ve Karidesler


  •   Üzerine soğuk birer ışık vuran iki masaya doğru yaklaştırılıyor ve  bir sandalyede oturan sarı saçlı kızın endişeli gözlerine bakıyorum. Doktor bir şeyler anlatıyor. Söylediklerini işitsem de dikkatimi veremiyorum. Kız onu benden daha iyi dinliyor ve sürekli kafasını onaylar biçimde sallıyor. Sanırım burada kafası karışık ve algıları kapalı olan tek aptal benim. Benim anlamadığım şeyleri anlıyor diye ona biraz öfke duyuyorum ancak bu fazla uzun sürmüyor.Kıza bir çeşit nakil yapılacağını anlıyorum. Onu tanıdığımı düşünüyorum fakat daha önce gördüğümden emin olamıyorum. Nakil benden yapılacağı için ikimizi de ameliyat masasına alıyorlar. Sırtı açık hasta önlüğünün rengi birazdan kötü şeyler olacağını hissettiriyor. Kızın sırtında belirgin omurga kemiklerine bakıyorum. Onda garip ve ürkütücü olan bir şeyler var diye düşünüyorum. Sivri ve keskin cerrahi gereçleri fark edince zihnimde siyah bir duman dönmeye başlamış gibi gözlerim kararıyor. Bunun ne çeşit bir nakil olduğundan emin olamıyor ve ortamdaki garip atmosfer nedeniyle endişeleniyorum. Aklıma bir dolu korkunç film ve dizi geliyor, bilimkurgu senaryolar türetiyorum. Masa dışında her yer karanlık. Ve bulunduğumuz yer o kadar soğuk ki kendimi kaybedip titremeye başlayabilirim.

  •   Doktor neşteri eline alıp sırtımda uzun bir kesik açıyor. Korkuya kapılıyorum. Hareket etmemem konusunda uyarılıyorum ve asistanların acımasız bakışlarıyla karşılaşıyorum. Uyutmaya veya o bölgeyi uyuşturmaya gerek duymadan böyle bir şey yapılması dehşete düşürse de kesiği hissetsem bile canım yanmıyor. Başımı yan çevirip kızın korkuyla bana bakmaya devam ettiğini görünce dikkatlice uzanıp elini tutuyorum. Sonra kayıtsızca bir anda omurgayı çıkarıyorlar. Omurilik hala bedenimde dururken bunu nasıl yaptıklarını anlamıyorum. Bu olayın hiçbir yerinde mantık bulamıyorum. Böyle bir şey sırasında neden ölmediğimi de bilemiyorum.. Omuriliğin ince ama enine kalın, uzun, gri bir lastiğe benzediğini ve yan kısımlarından birer santim uzunluğunda iki ufak şeridi kesip aldıklarını görüyorum. Her şey sanki çok da akıl kârıymış gibi kestikleri yerlerden incelmiş olması sorun yaratmaz mı diye düşünüyorum... Sonra kızın da sırtını kesip omurgasını çıkartıp kestikleri parçaları onun omuriliğine yerleştiriyorlar. Bunun ne çeşit bir nakil olduğunu hala anlamıyorum. Bu sırada omurgaları tekrar yerleştirip dokuları dikip yaralarımızı kapatıyorlar.. 


  • (Vee canavara dönüşüp dünyanın sonunu getiriyoruuzz! Şaka şaka ^.^ )

  •   Sonra gece vakti arabanın camına başımı yaslamış halde yolculuk ederken buluyorum kendimi. Nereye gittiğimizi bilmiyorum. Dar bir sokaktan geçiyoruz ama sol tarafımızdaki binaların arasından okyanusu görebiliyorum. Gök karanlık olsa da gri bir ışıkla aydınlanan dalgalar köpürerek suya karışıyor. Mantıksız bir virajdan sonra bungalovlardan oluşan bir yerleşim yerine geliyoruz. Oradaki insanları ziyaret edip kısa bir mola veriyoruz. İstiridye içine konup pişen karidesler ve yengeçlerden oluşan bir yemek ikram ediyorlar. Bir tanesinin hala canlı olduğunu görünce uzak duruyorum. Sonra tekrar yola çıkıyoruz ve binalar da bungalovlar da kayboluyor. Sol taraftaki denizi izlerken suyun üzerinde yürüyen ikisi büyük biri yavru üç fil görüyorum. Önce ters yöne doğru gidip kayboluyorlar sonra yeniden görünüp bizimle aynı yöne devam ediyorlar. Suyun üzerinde batmadan yürüyor olmalarına hayret ediyorum ama diğerleri bunun normal olduğunu düşünüyor..

  •   Biraz sonra kuşlara eziyet etmeyi marifet sayan birileri yüzünden bir kuşun pençesi kopuyor ve ben öfkeden çıldırıyorum. Çırpınan kuşu alıp sakinleştirmeye çalışırken kopan pençesini yerine parmaklarımla sıkıştırarak tutturuyorum. Nasıl oluyorsa pençe tekrar oraya tutunuyor ama tamamen iyileşene kadar hareketsiz kalması gerekiyor...
Bu arada şu gifi gördükten sonra Çakıl'a zarar vermeyeceğine
inansam tekrar kedi beslemeye başlardım :)
  Hangisi daha garip bilemediğim rüya dizisi.. Tabir edebilen varsa merakla yorumlarını bekliyorum :)


  S..

4 yorum:

  1. Daha çok güneş doğarken görülen rüyaların tabir edilmeye değer olduğunu duymuştum. Ne kadar doğru bilmem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben de öyle duymuştum nedenini bilmiyorum gerçi :) Sürekli uyanıp durduğum için uykularımda rüyalarımı ne zaman gördüğümü bilmem hiç, hepsi birbirine karışır :)

      Sil
  2. amaniiin bu neydi yaaa. rüya mıydı :) kedi ne tatlı ayrıca :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çingusuu rüyaaa ^^ bunu daha önce not etmiştim ama daha yeni yayınladım :) kediler çok güzel canlılar :)

      Sil

Öyle okuyup kaçmak olmaz sevgili okur, fikrini belirt, bir selam et, bir ses ver, çekinme :)

Not: Yorum yaparken lütfen Türkçemizi koruyalım.

^.^