İğde ağacının ağıdı toprağı sarıyor.
Nerede olduğumu unutuyorum,
Nereye gittiğimi...
Az önce ne yapıyordum?
Ne yapmak istiyordum?
Unutuyorum...
Puslu bir koridorda yürüyorum.
Duvarlardan yansıyan donuk sesim içimi ürpertiyor.
Kendi fısıltım çığ olup ruhumu titretiyor.
Kollarımı bedenime sarıyorum.
Bir yere dokunmaya,
Bir yere seslenmeye cesaretim yok.
Peşimden gelen ayak sesleri duyuyorum.
Korku, şakağımda kızıl bir alev gibi atıyor.
Göğsümde nefesler boğulurken
Boğazım bir yaprak gibi titriyor.
Yüreğimde kuzgunların pençesi...
Adımlarım gittikçe hızlanıyor.
Saklanmak istiyorum.
Karanlıkta varacak bir yer yok.
Peşimden koşan sesler duyuyorum.
Hemen ardımda,
Bana yaklaşan gölgeler görüyorum.
Fısıldayan köpüren şekiller...
Duvarlarda çıplak ayak seslerim...
Ve ben.
Düşüyorum...
Sesler susuyor...