21 Eylül 2016 Çarşamba

Gölge



Gölgeler fısıldar kulağına.
Gecenin karanlığı ensenden yakalar.
Buz gibi bir uykudayken,
Yüreğin çarparak gözlerini açarsın.
Fısıltılar her yönden sarar çevreni.
Gölgeler usul usul yaklaşır.
Şekilsiz varlıklar
Şafak sökmeden sana ulaşır.

Kork ve kaç.
Kaçıp en uzaklara dek koş.
Güneş doğmadan Arinna'yı bul ki;
Kaybolup saklanamadan karanlığı
Bir bıçak gibi kesip atabilsin.

Gözlerini kırpma sakın.
Karanlığın sesini dinleme,
Uyma sana olan çağrısına.
Yoksa bir düşkapanına yakalanır
Ve sonsuza dek
Kalırsın gölgelerle...

S..

18 Eylül 2016 Pazar

Kaybolmak



  Kayboldum ben. Dibe dalıp saklandım. Sonra da nerede olduğumu, nereye gittiğimi ve ne yaptığımı unuttum.

  Karmaşık bir dönemden geçtim. Yapmaya çalıştığım şeyler bir amaçtan çok zorunluluğa dönüştü bir an için kaçmak istediģim anlar oldu. Kimseye belli etmeden ağladığım zamanlar.. çünkü bunun için birinin yüreģi incinirse ben paramparça olurdum. Ama sonra toparlandım. Ne istediğimi hatırladım. Birkaç taşa takıldım diye duracak değildim ya..

  Geleceği düşündükçe her zamanki gibi nefesim kesiliyor. Sonu belli olmayan bir büyü gibi hayat. Bir şey yapıyorum. Kaynayan kazana birkaç şey daha ekliyorum, köpüren sıvıyı kaptan kaba döküyorum.. tarifte bir tutarsızlık var. Ne rengi renk ne de kokusu bir şeye benziyor kazandakinin..

  Yine de bir şeyler yapmaya devam ediyorum. Kaybolduģum yerde kendimi arıyorum. Bir gün yaptığım sihir tutar belki. Insanlar böyle düşünerek yapmaya çalıştıkları şeylere ısrarla devam eder. Sonunda hiçbir manası olmayabilir ama o kadar uğraştıktan sonra kim diktiği bir fidanı keser ki?

  Not: Ruyada okunan bir mektuptan kurgulandı.

  S..

21 Haziran 2016 Salı

Mavi Delilik

kedi, güneş, pencere, blogger

Pencerenin ardında limon ağacı vardı,
Serçelerin yüreği gökyüzü için atardı..
Sen, şiir okurdun güneşi toplayan masanın önünde.
Sesin zihnime dolar, tatlı bir huzur yankılanırdı.
Pencerenin ardında limon ağacı vardı,
Mavi bir delilik ruhları sarardı..

S..

19 Mayıs 2016 Perşembe

The Brightness of The Darkness



Black were all streets of the town
You were trying to paint white
Each stone you step
Every brick you touch
Each and every leaf you smell
Yet were black, stones bricks and leaves
You were tryin to paint them determinedly
You would like the sun rise on shadows
Hazy pitch black darkness dispers and end
Before the souls disappear
Only seagulls would hear your songs
You would sing blue
Seagulls cry blue
Blue rain would fall drizzling
The sun hide
The white be embarrassed
And paint blue
All stones bricks and leaves

S&D

:D

9 Ocak 2016 Cumartesi

Karanlığın Aydınlığı



Siyahtı tüm şehrin sokakları.
Sen beyaza boyamaya çalışırdın;
Adım attığın her taşı,
Dokunduğun her tuğlayı,
Kokladığın her yaprağı.
Ama siyahtı taşlar, tuğlalar ve yapraklar...
Bıkmadan yorulmadan boyamaya çalışırdın.
Gölgelere doğsun isterdin güneş.
Bu puslu zifirilik dağılıp tükensin,
Ruhlar tükenmeden önce...
Martılar duyardı şarkılarını bir tek.
Sen mavi söylerdin,
Martılar mavi ağlardı.
Mavi bir yağmur başlardı inceden.
Güneş saklanırdı
Beyaz utanırdı.
Taşlar, tuğlalar ve yapraklar
maviye boyanırdı...





Not: Herhalde bunu yazalı iki ay falan olmuştur ne zaman yazdığımı not etmemişim. Şimdi de gelecekte yayımlanması için ayarlıyorum yani bu bir zamanlamalı kayıt. O gün yayımlansın istedim, bence o güne uygun bir şiirimsi. Şimdi tarih 05.01.16 saat 17:56 
Not2: Yorumlara bakacağım blog da okuyacağım ama şimdi finallerle uğraşmak zorundayım. Bu da küçük bir not işte gelecekte bir gün dönüp okursam diye..

S~