26 Nisan 2012 Perşembe

~Mahzen Bölüm 7~


Öneri: Bu hikâyeyi okuduktan sonra, karanlıkta arkanızı kollayın…
Esin kaynağı: Bir rüya :)
Mahzen
Bölüm 7:


~Okurken Dinle~
BigFishGames Oyunlarından Seçmeler.mp3


Bıçakçı’nın çevresinde gördüğüm karanlık titreşimlerin bir benzerini şimdi onun çevresinde de görebiliyordum. Daha önce gördüğümün aksine gümüş renginde olan bu titreşimler aynı zamanda ondan bin kat daha güçlüydü. Onu engelleyemememin sebebinin bu titreşimler olduğundan emindim. Çevresindeki dalgalanma canlı bir yaratık gibi beni yutmak istiyordu, bu nedenle sıkıca tutmuş olduğum bileğini sanki beni sokan bir yılanmış gibi aniden bırakmış ve birkaç adım gerilemiştim. Çığlığı gittikçe tizleşen Storm’un gözlerinden birer damla yaş toprağa düştüğü anda, çıkan kristalimsi sesle birlikte, sanki bir filmi yavaş çekimde izliyormuşum gibi birkaç saniye için her şeyi algılamaya başladım.

25 Nisan 2012 Çarşamba

~Mahzen Bölüm 6~


Öneri: Bu hikâyeyi okuduktan sonra, karanlıkta arkanızı kollayın…
Esin kaynağı: Bir rüya :)
Mahzen
Bölüm 6:

Sacred Classic_Plus -Main Menu Theme Song

“Nasıl? Ne gibi bir büyü, bir şeyin ardında hiçbir iz bırakmadan yok olmasını sağlayabilir? Burada böyle tuhaf şeylerin olduğunu duymuştum fakat hepsinin kulaktan dolma söylentiler olduğunu düşünüyordum. Bu yaptığın büyüden de öte bir şey! Sen nesin böyle? Normal bir insan ya da sıradan bir büyücü olmadığın kesin. Sende farklı bir şeyler olduğunu sezinliyordum lakin bu kadarını beklemiyordum. Bu, daha önce karşılaştığım büyücülerin hiç birinin hayalinde bile var olamazdı.
Sen nasıl bir yaratıksın ha? Hiçbir iz bırakmadan kaybolan şeyler… Buna benzer şeyler yalnızca ‘Zaman Lordları’ ile alakalı küf kokulu hikâyelerde anlatılırdı. Yoksa sen… Yo hayır, o olman imkânsız! Bunun için fazla gençsin. Çok fazla güce sahipsin ama bunun yanında bilgelikten eser yok! Tabi bazı şeyler görünenin tam aksi olabilir ve bazı şeyler de göründüğü gibi olmak zorunda olabilir. Lakin yine de o olman mümkün değil zira Yıldızların arasında sıradan bir insana yer yok...” Şaşkınca kafasını sallarken ağzı bir karış açık halde, bir kulağımdan girip diğerinden çıkan anlam veremediğim bir ton şey zırvalayan ve hayal kırıklığının en ağırını yansıtan simsiyah gözlerinin ardındaki merakı gizlemeye çalışan Bıçakçı, başının bir metre kadar yukarısında füzyon reaktörü kadar hızlı dönen altın nesnenin farkında bile değildi.

7 Nisan 2012 Cumartesi

~ Islansın Gözyaşlarım ~

Çığlık
Biraz ondan, biraz bundan...

Islansın gözyaşlarım yağmurlarla.
Utancımı gizlesin bulutlar.
Kimse görmesin döktüğüm matemi.
İnci inci, yol yol olmuş,
Bu çorak topraklarda.

Issızlığın ülkesinden bir kapı,
Savrulup açılsın tüm şiddetiyle.
Dışarıya çıksın kahraman bir yürek,
Sözleri çevresine ışık saçsın.

Karanlıkta pusuya yatmış korku,
Kaçıp saklanacak yer arasın.
Yeni günün getirdikleriyle,
Eriyip havaya karışsın.

~Sessizgemi~